Bier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bier

Bier, Türkçe’de bira anlamına gelir. Bira, tahıllardan yapılan, köpüklü ve alkollü bir içecektir. Aşağıda bier kelimesinin İngilizce cümlelerle kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. I would like to order a cold bier, please. (Lütfen soğuk bir bira sipariş etmek istiyorum.)
  2. Bier is a popular alcoholic beverage in Germany. (Bira, Almanya’da popüler bir alkollü içecektir.)
  3. We always have a bier with our barbecue. (Barbekümüzle her zaman bir bira içeriz.)
  4. He poured himself a tall glass of bier. (Kendine yüksek bir bira bardağı doldurdu.)
  5. She likes to try different types of bier when she travels. (Seyahat ettiğinde farklı türde bira denemeyi sever.)
  6. The pub has a great selection of bier on tap. (Pub, muslukta harika bir bira seçkisine sahiptir.)
  7. The taste of bier is an acquired one. (Biranın tadı kazanılan bir tattır.)
  8. He bought a six-pack of bier for the party. (Parti için altı paket bira aldı.)
  9. They served traditional German bier at the Oktoberfest celebration. (Oktoberfest kutlamasında geleneksel Alman bira servis edildi.)
  10. The brewery produces a variety of bier flavors. (Bira fabrikası çeşitli bira tatları üretir.)
  11. She prefers to drink bier from a glass, rather than a can or bottle. (O, kutu veya şişeden ziyade bir bardakta bira içmeyi tercih eder.)
  12. The waiter brought us a complimentary bier to enjoy with our meal. (Garson bize yemeğimizle birlikte keyif alabileceğimiz bir bira getirdi.)
  13. He likes to have a bier after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra bir bira içmeyi sever.)
  14. The bier has a bitter aftertaste. (Bira acı bir aftertaste’e sahiptir.)
  15. She spilled her bier on the tablecloth. (O, masaya bira döktü.)
  16. He brewed his own bier in his basement. (Kendi bira yapımını bodrumunda yaptı.)
  17. The bier festival draws crowds from all over the world. (Bira festivali dünyanın her yerinden kalabalıkları çekiyor.)
  18. She was disappointed to find out that they were out of her favorite bier. (Favori biralarının tükendiğini öğrenmek onu hayal kırıklığına uğrattı.)
  19. The bier industry contributes significantly to the economy. (Bira endüstrisi ekonomiye önemli katkı sağlar.)
  20. He enjoyed the taste of the local bier when he traveled to Belgium. (Belçika’ya seyahat ettiğinde yerel biranın tadını sevdi.)

Bier (Devamı)

  1. Drinking bier in moderation can be a part of a healthy lifestyle. (Birayı makul miktarda tüketmek sağlıklı bir yaşam tarzının bir parçası olabilir.)
  2. The bartender recommended a dark bier to pair with my steak. (Barmen, steakimle eşleştirmek için koyu bir bira önerdi.)
  3. The brewery offers tours to show visitors how bier is made. (Bira fabrikası ziyaretçilere biranın nasıl yapıldığını göstermek için turlar sunuyor.)
  4. I always enjoy a cold bier while watching a football game. (Futbol maçı izlerken her zaman soğuk bir bira keyfini çıkarırım.)
  5. He was too drunk to drive after having too many biers at the party. (Partide çok fazla bira içtiğinden araba kullanacak kadar sarhoştu.)
  6. The bier mug was so big, he could barely lift it. (Bira bardağı o kadar büyüktü ki, neredeyse kaldıramadı.)
  7. The restaurant serves a local bier that pairs well with their seafood dishes. (Restoran, deniz ürünleri yemekleriyle iyi eşleşen bir yerel bira sunar.)
  8. I prefer a lighter bier in the summer and a darker one in the winter. (Yazın daha hafif bir bira tercih ederim, kışın ise daha koyu bir bira.)
  9. They ordered a pitcher of bier to share among their group. (Grupları arasında paylaşmak için bir kadeh bira sipariş ettiler.)
  10. The brewery’s signature bier has won multiple awards. (Bira fabrikasının imza birası birçok ödül kazanmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.