Besiege İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Besiege İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Besiege

Besiege, Türkçe karşılığı ile kuşatmak anlamına gelir. İngilizce cümle içinde kullanımı için örnekler şu şekildedir:

  1. The army will besiege the city for weeks. (Ordu, şehri haftalarca kuşatacak.)
  2. The enemy decided to besiege the castle. (Düşman, kaleyi kuşatmaya karar verdi.)
  3. The rebels attempted to besiege the government building. (İsyancılar, hükümet binasını kuşatmaya çalıştı.)
  4. The pirates besieged the merchant ship. (Korsanlar, ticaret gemisini kuşattı.)
  5. The protesters besieged the police station. (Protestocular, polis karakolunu kuşattı.)
  6. The invading army besieged the capital. (İstila eden ordu, başkenti kuşattı.)
  7. The siege lasted for months. (Kuşatma, aylar boyunca sürdü.)
  8. The defenders were able to resist the siege. (Savunucular, kuşatmayı direnerek atlattılar.)
  9. The king ordered his troops to besiege the rebel stronghold. (Kral, askerlerine isyancıların kalelerini kuşatmalarını emretti.)
  10. The city was completely cut off during the siege. (Kuşatma sırasında şehir tamamen abluka altına alındı.)
  11. The besieged town was in desperate need of supplies. (Kuşatılan şehir, acil malzemelere ihtiyaç duyuyordu.)
  12. The siege engines were brought out to attack the walls. (Kuşatma makineleri, duvarları saldırmak için çıkarıldı.)
  13. The besiegers attempted to dig tunnels under the walls. (Kuşatanlar, duvarların altında tüneller kazmaya çalıştılar.)
  14. The defenders were forced to ration their food during the siege. (Savunucular, kuşatma sırasında yiyeceklerini kısıtlamak zorunda kaldılar.)
  15. The besieged forces attempted a daring escape. (Kuşatılan güçler, cesurca kaçış girişiminde bulundular.)
  16. The siege was lifted when reinforcements arrived. (Kuşatma, takviyelerin gelmesiyle kaldırıldı.)
  17. The siege caused widespread destruction to the city. (Kuşatma, şehirde yaygın yıkıma neden oldu.)
  18. The besiegers used catapults to launch projectiles at the walls. (Kuşatanlar, duvarlara saldırmak için kıstırma makineleri kullandılar.)
  19. The defenders used boiling oil to repel the besiegers. (Savunucular, kuşatanları püskürtmek için kaynar yağ kullandılar.)
  20. The civilians suffered greatly during the siege. (Siviller, kuşatma sırasında büyük acı çektiler.)

Besiege

  1. The besieging army demanded the surrender of the city. (Kuşatan ordu, şehrin teslim edilmesini talep etti.)
  2. The siege was broken after a long and bloody battle. (Kuşatma, uzun ve kanlı bir savaştan sonra kırıldı.)
  3. The besiegers constructed a ramp to breach the walls. (Kuşatanlar, duvarları aşmak için bir rampa inşa ettiler.)
  4. The defenders hoarded weapons and supplies in preparation for the siege. (Savunucular, kuşatmaya hazırlık olarak silah ve malzemeleri biriktirdiler.)
  5. The besieged city was left in ruins after the siege was lifted. (Kuşatma kaldırıldıktan sonra kuşatılan şehir harabe halinde kaldı.)
  6. The besiegers launched a surprise attack under the cover of darkness. (Kuşatanlar, karanlıkta gizlenerek sürpriz bir saldırı başlattılar.)
  7. The defenders used their archers to rain down arrows on the besiegers. (Savunucular, okçularını kullanarak kuşatanların üzerine ok yağdırdılar.)
  8. The besiegers attempted to starve out the defenders by cutting off their food supply. (Kuşatanlar, savunucuları yiyeceklerini keserek açlığa mahkum etmeye çalıştılar.)
  9. The defenders resorted to using makeshift weapons during the siege. (Savunucular, kuşatma sırasında geçici silahlar kullanmak zorunda kaldılar.)
  10. The besieged garrison was outnumbered and outgunned. (Kuşatılan garnizon, sayıca az ve silah bakımından yetersizdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.