Besiege İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Besiege
Besiege, Türkçe karşılığı ile kuşatmak anlamına gelir. İngilizce cümle içinde kullanımı için örnekler şu şekildedir:
- The army will besiege the city for weeks. (Ordu, şehri haftalarca kuşatacak.)
- The enemy decided to besiege the castle. (Düşman, kaleyi kuşatmaya karar verdi.)
- The rebels attempted to besiege the government building. (İsyancılar, hükümet binasını kuşatmaya çalıştı.)
- The pirates besieged the merchant ship. (Korsanlar, ticaret gemisini kuşattı.)
- The protesters besieged the police station. (Protestocular, polis karakolunu kuşattı.)
- The invading army besieged the capital. (İstila eden ordu, başkenti kuşattı.)
- The siege lasted for months. (Kuşatma, aylar boyunca sürdü.)
- The defenders were able to resist the siege. (Savunucular, kuşatmayı direnerek atlattılar.)
- The king ordered his troops to besiege the rebel stronghold. (Kral, askerlerine isyancıların kalelerini kuşatmalarını emretti.)
- The city was completely cut off during the siege. (Kuşatma sırasında şehir tamamen abluka altına alındı.)
- The besieged town was in desperate need of supplies. (Kuşatılan şehir, acil malzemelere ihtiyaç duyuyordu.)
- The siege engines were brought out to attack the walls. (Kuşatma makineleri, duvarları saldırmak için çıkarıldı.)
- The besiegers attempted to dig tunnels under the walls. (Kuşatanlar, duvarların altında tüneller kazmaya çalıştılar.)
- The defenders were forced to ration their food during the siege. (Savunucular, kuşatma sırasında yiyeceklerini kısıtlamak zorunda kaldılar.)
- The besieged forces attempted a daring escape. (Kuşatılan güçler, cesurca kaçış girişiminde bulundular.)
- The siege was lifted when reinforcements arrived. (Kuşatma, takviyelerin gelmesiyle kaldırıldı.)
- The siege caused widespread destruction to the city. (Kuşatma, şehirde yaygın yıkıma neden oldu.)
- The besiegers used catapults to launch projectiles at the walls. (Kuşatanlar, duvarlara saldırmak için kıstırma makineleri kullandılar.)
- The defenders used boiling oil to repel the besiegers. (Savunucular, kuşatanları püskürtmek için kaynar yağ kullandılar.)
- The civilians suffered greatly during the siege. (Siviller, kuşatma sırasında büyük acı çektiler.)
Besiege
- The besieging army demanded the surrender of the city. (Kuşatan ordu, şehrin teslim edilmesini talep etti.)
- The siege was broken after a long and bloody battle. (Kuşatma, uzun ve kanlı bir savaştan sonra kırıldı.)
- The besiegers constructed a ramp to breach the walls. (Kuşatanlar, duvarları aşmak için bir rampa inşa ettiler.)
- The defenders hoarded weapons and supplies in preparation for the siege. (Savunucular, kuşatmaya hazırlık olarak silah ve malzemeleri biriktirdiler.)
- The besieged city was left in ruins after the siege was lifted. (Kuşatma kaldırıldıktan sonra kuşatılan şehir harabe halinde kaldı.)
- The besiegers launched a surprise attack under the cover of darkness. (Kuşatanlar, karanlıkta gizlenerek sürpriz bir saldırı başlattılar.)
- The defenders used their archers to rain down arrows on the besiegers. (Savunucular, okçularını kullanarak kuşatanların üzerine ok yağdırdılar.)
- The besiegers attempted to starve out the defenders by cutting off their food supply. (Kuşatanlar, savunucuları yiyeceklerini keserek açlığa mahkum etmeye çalıştılar.)
- The defenders resorted to using makeshift weapons during the siege. (Savunucular, kuşatma sırasında geçici silahlar kullanmak zorunda kaldılar.)
- The besieged garrison was outnumbered and outgunned. (Kuşatılan garnizon, sayıca az ve silah bakımından yetersizdi.)
Hemen Yorum Yaz