Bell İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bell İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bell (Zil) İle İlgili Cümleler:

Türkçe Anlamı: Zil, çan

  1. The church bell rang loudly. (Kilise zili yüksek sesle çaldı.)
  2. I heard the bell ringing, but I didn’t answer the door. (Zilin çaldığını duydum ama kapıyı açmadım.)
  3. The school bell signaled the end of class. (Okul zili dersin sonunu işaret etti.)
  4. She wore a bell sleeve blouse to the party. (Partide zilli kollu bir bluz giydi.)
  5. The cat wears a bell on its collar. (Kedinin tasmada zili var.)
  6. The alarm bell woke me up in the morning. (Alarm zili sabah beni uyandırdı.)
  7. I like to ring the bell on the bicycle when I’m riding. (Bisiklet sürerken zili çalmaktan hoşlanırım.)
  8. The bells chimed as the bride and groom walked down the aisle. (Gelin ve damat koridordan yürürken çanlar çaldı.)
  9. The bellhop carried our luggage to the hotel room. (Portier bavullarımızı otel odasına taşıdı.)
  10. The ship’s bell rang out to signal the end of the voyage. (Gemi zili, yolculuğun sonunu işaret etmek için çaldı.)
  11. The bell jar was used to create a vacuum. (Zil kavanozu, vakum yaratmak için kullanıldı.)
  12. The cowbell hung from the neck of the cow. (İnek boynundaki çan asılıydı.)
  13. The alarm bell went off when the fire started. (Yangın çıktığında alarm zili çalmaya başladı.)
  14. The bell choir performed at the Christmas concert. (Zil korosu Noel konserinde sahne aldı.)
  15. She rang the bell to call her dog inside. (Köpeğini içeri çağırmak için zili çaldı.)
  16. The hotel had a bell desk to assist guests with their needs. (Otel, konukların ihtiyaçlarına yardımcı olmak için bir zil masası vardı.)
  17. The bell tower was the tallest structure in the city. (Zil kulesi şehirdeki en yüksek yapıydı.)
  18. The jester wore a hat with bells on it. (Şakacı, üzerinde zilleri olan bir şapka giydi.)
  19. The bell curve is a statistical concept used to describe a normal distribution of data. (Zil eğrisi, verilerin normal dağılımını açıklamak için kullanılan bir istatistiksel kavramdır.)
  20. The bell signaled the start of the race. (Zil, yarışın başlangıcını işaret etti.)
  1. The wind chimes produced a pleasant melody in the garden. (Rüzgar çanları bahçede hoş bir melodi çıkardı.)
  2. The telephone bell rang continuously until I answered it. (Telefon zili cevaplayana kadar sürekli çaldı.)
  3. The ice cream truck played a tune with its bell to attract customers. (Dondurma kamyonu, müzik çalarak zilini çalarak müşteri çekti.)
  4. The Liberty Bell is an iconic symbol of American independence. (Özgürlük Zili, Amerikan bağımsızlığının sembolik bir simgesidir.)
  5. The doorbell malfunctioned and wouldn’t stop ringing. (Kapı zili arızalandı ve çalmayı durdurmadı.)
  6. The bells of the cathedral rang out to celebrate the New Year. (Katedralin çanları, Yeni Yılı kutlamak için çaldı.)
  7. The Christmas ornament had a small bell hanging from it. (Noel süsü üzerinde küçük bir zil asılıydı.)
  8. The cyclist had a bell on his handlebars to warn pedestrians. (Sürücü, yaya geçitlerindeki insanları uyarmanın bir yolu olarak gidonunda bir zil vardı.)
  9. The alarm bell signaled the start of the fire drill. (Alarm zili, yangın tatbikatının başlangıcını işaret etti.)
  10. The bell signaled the end of the boxing round. (Zil, boks turunun sonunu işaret etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.