Belatedly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Belatedly
Belatedly, geç kalınmış ya da zamanında olmayan anlamına gelir.
- I belatedly realized that I had forgotten my wallet at home. (Ben, cüzdanımı evde unuttuğumu geç kalmış bir şekilde fark ettim.)
- The company belatedly apologized for the mistake they made. (Şirket, yaptıkları hatadan dolayı zamanında değil ama sonradan özür diledi.)
- Belatedly, he realized that he had been lied to. (Geç kalmış bir şekilde, kendisine yalan söylendiğini fark etti.)
- The party was belatedly canceled due to bad weather. (Parti, kötü hava koşulları nedeniyle zamanında değil ama sonradan iptal edildi.)
- She belatedly congratulated her friend on the new job. (Arkadaşını yeni işi için zamanında değil ama sonradan tebrik etti.)
- The teacher belatedly gave the students an extension on the deadline. (Öğretmen, öğrencilere teslim tarihinde uzatma yaparak zamanında değil ama sonradan yardımcı oldu.)
- The movie was belatedly released due to post-production delays. (Film, post prodüksiyon gecikmeleri nedeniyle zamanında değil ama sonradan yayınlandı.)
- Belatedly, the government implemented stricter regulations on pollution. (Hükümet, kirlilik konusunda daha sıkı düzenlemeleri geç kalmış bir şekilde uyguladı.)
- He belatedly realized that he had made a mistake in his calculations. (Hesaplamalarında bir hata yaptığını zamanında değil ama sonradan fark etti.)
- The couple belatedly celebrated their wedding anniversary due to work commitments. (Çift, işleri nedeniyle zamanında değil ama sonradan evlilik yıldönümlerini kutladılar.)
- The museum belatedly acquired a rare painting by a famous artist. (Müze, ünlü bir sanatçının nadir bir tablosunu zamanında değil ama sonradan satın aldı.)
- The project was belatedly completed due to unexpected complications. (Proje, beklenmedik sorunlar nedeniyle zamanında değil ama sonradan tamamlandı.)
- She belatedly realized that she had misunderstood the instructions. (Talimatları yanlış anladığını zamanında değil ama sonradan fark etti.)
- Belatedly, he acknowledged his mistake and apologized. (Hatasını kabul etti ve zamanında değil ama sonradan özür diledi.)
- The athlete belatedly received a gold medal after a disqualification was overturned. (Diskalifiye kararının iptal edilmesiyle, sporcu zamanında değil ama sonradan altın madalya aldı.)
- The company belatedly introduced a recycling program to reduce waste. (Şirket, atıkları azaltmak için geri dönüşüm programını zamanında değil ama sonradan başlattı.)
- Belatedly, she realized that she had missed an important deadline.
- The government belatedly provided aid to the victims of a natural disaster. (Doğal afet mağdurlarına hükümet geç kalmış bir şekilde yardım sağladı.)
- He belatedly recognized the importance of spending time with his family. (Ailesiyle zaman geçirmenin önemini geç kalmış bir şekilde fark etti.)
- The company belatedly acknowledged the contributions of its employees. (Şirket, çalışanlarının katkılarını zamanında değil ama sonradan kabul etti.)
Hemen Yorum Yaz