Bedchamber İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bedchamber İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bedchamber

Bedchamber, İngilizce bir kelime olup, “yatak odası” anlamına gelmektedir.

1. The bedchamber was elegantly decorated with antique furniture. (Yatak odası antika mobilyalarla zarifçe dekore edildi.)
2. I need to clean my bedchamber before my guests arrive. (Misafirlerim gelmeden önce yatak odamı temizlemem gerekiyor.)
3. The queen’s bedchamber was in the east wing of the castle. (Kraliçenin yatak odası kaledeki doğu kanadındaydı.)
4. He opened the door to his bedchamber and collapsed on the bed. (Yatak odasının kapısını açtı ve yatağa çöktü.)
5. I always keep a vase of fresh flowers in my bedchamber. (Yatak odamda her zaman taze çiçek dolu bir vazo bulundururum.)
6. The hotel’s bedchambers were spacious and comfortable. (Otelin yatak odaları geniş ve konforluydu.)
7. She sat on the window seat in her bedchamber and gazed out at the view. (Yatak odasındaki pencere kenarında oturdu ve manzaraya baktı.)
8. The servants were busy preparing the bedchamber for the royal family’s visit. (Hizmetçiler kraliyet ailesinin ziyareti için yatak odasını hazırlamakla meşguldüler.)
9. He found a secret passage behind the tapestry in the bedchamber. (Yatak odasındaki duvar halısının arkasında gizli bir geçit buldu.)
10. The bedchamber was filled with the scent of lavender. (Yatak odası lavanta kokusuyla doluydu.)
11. The princess’s bedchamber was adorned with silk drapes and plush carpets. (Prensesin yatak odası ipek perdeler ve kadife halılarla süslenmişti.)
12. He always slept with the window open in his bedchamber. (Yatak odasındaki pencereyi her zaman açık uyurdu.)
13. The innkeeper showed the travelers to their bedchambers for the night. (Kahveci, yolcuları gece için yatak odalarına götürdü.)
14. The fire in the bedchamber had been burning all night. (Yatak odasındaki ateş tüm gece yanmıştı.)
15. The prince entered the bedchamber and found his wife fast asleep. (Prens yatak odasına girdi ve karısını derin bir uykuda buldu.)
16. The old castle had a grand bedchamber with a four-poster bed. (Eski kalede dört direkli yatağı olan muhteşem bir yatak odası vardı.)
17. The maid brought

fresh linens for the bedchamber. (Hizmetçi yatak odası için taze çarşaf getirdi.)
18. The children were playing a game of hide-and-seek in the bedchamber. (Çocuklar yatak odasında saklambaç oyunu oynuyorlardı.)

19. The lord retired to his bedchamber after a long day of meetings. (Lord, uzun bir toplantı gününün ardından yatak odasına çekildi.)
20. The guest complained that the bedchamber was too cold and requested extra blankets. (Konuk, yatak odasının çok soğuk olduğundan şikayet etti ve ekstra battaniye istedi.)