Be On The Prowl İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be On The Prowl İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Be on the prowl ne demek?

Be on the prowl, gizlice veya dikkatli bir şekilde araştırma veya keşif yapmak anlamına gelir.

1. I saw him be on the prowl around the neighborhood last night. (Dün gece onu mahallede dolaşırken gördüm.)
2. The cat is always on the prowl for mice. (Kedi, sürekli farelerin peşinde.)
3. The police officers were on the prowl for any suspicious activity in the area. (Polis memurları, bölgede şüpheli herhangi bir aktivite için gözlerini açıktı.)
4. He decided to be on the prowl for a new job. (Yeni bir iş aramak için keşfe çıkmaya karar verdi.)
5. She loves to be on the prowl for unique vintage clothing in thrift stores. (İkinci el mağazalarda benzersiz vintage kıyafetler aramaktan hoşlanır.)
6. The lion was on the prowl, searching for its next meal. (Aslan, sonraki yemeğini ararken keşfe çıktı.)
7. The paparazzi are always on the prowl for celebrities. (Paparaziler, ünlülerin peşinde sürekli dolaşıyorlar.)
8. The detective was on the prowl for any clues that would help solve the case. (Polis memuru, davayı çözmeye yardımcı olacak ipuçlarını aramak için keşfe çıktı.)
9. She’s always on the prowl for new opportunities to expand her business. (İşini genişletmek için yeni fırsatlar arıyor.)
10. The soldier was on the prowl, searching for any signs of the enemy. (Asker, düşmanın herhangi bir işaretini aramak için keşfe çıktı.)
11. The bird was on the prowl for worms in the garden. (Kuş, bahçedeki solucanları aramak için keşfe çıktı.)
12. The investor was on the prowl for new startups to invest in. (Yatırımcı, yatırım yapmak için yeni startup’ları arıyordu.)
13. She’s always on the prowl for good deals at the mall. (Avm’de iyi fırsatlar arıyor.)
14. The photographer was on the prowl for the perfect shot. (Fotoğrafçı, mükemmel kare için keşfe çıktı.)
15. The explorer was on the prowl for new lands to discover. (Kaşif, keşfedilecek yeni topraklar aramak için keşfe çıktı.)
16. The hacker was on the prowl for vulnerable computer systems. (Hacker, savunmasız bilgisayar sistemleri arıyordu.)
17. The journalist was on the prowl for a juicy story. (Gazeteci, ilginç bir hikaye arıyordu.)
18. The archaeologist was on the prowl for ancient artifacts. (Arkeolog, antik eserler aramak için keşfe çıktı.)
19. The dog was on the prowl for a new toy. (K

19. The dog was on the prowl for a new toy. (Köpek, yeni bir oyuncak aramak için keşfe çıktı.)
20. The fashion designer was on the prowl for inspiration for her next collection. (Moda tasarımcısı, bir sonraki koleksiyonu için ilham aramak için keşfe çıktı.)