Badly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Badly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Badly (zararlı bir şekilde, kötü bir şekilde)

Badly kelimesi genellikle kötü bir şekilde veya bir zarar verme eylemiyle ilişkilendirilir. Aşağıda Badly kelimesinin örnek cümlelerini ve Türkçe anlamlarını bulabilirsiniz.

  1. I feel badly for not being able to attend the funeral. (Cenazeye katılamadığım için kötü hissediyorum.)
  2. The company is badly in need of new employees. (Şirketin acil olarak yeni çalışanlara ihtiyacı var.)
  3. He was badly injured in the accident. (Kazada ciddi şekilde yaralandı.)
  4. She badly wants to go on vacation. (Tatil yapmak için çok istekli.)
  5. I badly need a break from work. (İşten bir mola vermem şiddetle gerekiyor.)
  6. The team performed badly in the match. (Takım maçta kötü performans gösterdi.)
  7. The singer badly needed to rest her voice. (Şarkıcı sesini dinlendirmek için şiddetle ihtiyaç duyuyordu.)
  8. The economy is doing badly due to the pandemic. (Pandemi nedeniyle ekonomi kötü durumda.)
  9. I’m afraid I’ve hurt your feelings badly. (Korkarım duygularını şiddetle incittim.)
  10. The car was badly damaged in the accident. (Kaza sonrası araç ciddi şekilde hasar gördü.)
  11. The city was badly affected by the hurricane. (Şehir kasırgadan ciddi şekilde etkilendi.)
  12. I badly miss my family. (Ailemi çok özlüyorum.)
  13. The dog badly needs a bath. (Köpek şiddetle bir banyoya ihtiyaç duyuyor.)
  14. She did badly on the test. (Sınavda kötü bir performans sergiledi.)
  15. The house badly needs a new coat of paint. (Evin şiddetle yeni bir boya tabakasına ihtiyacı var.)
  16. The child was badly behaved at school today. (Çocuk bugün okulda kötü davrandı.)
  17. The hotel room smelled badly of cigarettes. (Otel odası sigara kokusuyla kötü kokuyordu.)
  18. The politician was badly criticized for his comments. (Politikacı yaptığı açıklamalar nedeniyle şiddetle eleştirildi.)
  19. The food at the restaurant was badly cooked. (Restorandaki yemekler kötü pişirilmişti.)
  20. The movie was badly reviewed by critics. (Film eleştirmenler tarafından kötü yorumlar aldı.)

Badly (zararlı bir şekilde, kötü bir şekilde) – devamı

  1. The storm badly damaged the crops. (Fırtına tarlalara ciddi şekilde zarar verdi.)
  2. The athlete was badly out of shape. (Sporcu ciddi şekilde formundan düşmüştü.)
  3. The company performed badly in the last quarter. (Şirket son çeyrekte kötü performans gösterdi.)
  4. The patient was badly in need of a transplant. (Hasta şiddetle nakle ihtiyaç duyuyordu.)
  5. The city was badly polluted due to industrial activities. (Sanayi faaliyetleri nedeniyle şehir ciddi şekilde kirlenmişti.)
  6. The writer badly needed inspiration for his next book. (Yazar bir sonraki kitabı için ilhama şiddetle ihtiyaç duyuyordu.)
  7. The machine was badly designed and kept breaking down. (Makine kötü tasarlanmıştı ve sürekli arızalanıyordu.)
  8. The child was badly bullied at school. (Çocuk okulda şiddetle zorbalığa maruz kaldı.)
  9. The driver was badly shaken up after the car accident. (Sürücü araba kazasından sonra şiddetle sarsılmıştı.)
  10. The company’s reputation was badly damaged after the scandal. (Şirketin itibarı skandal sonrası ciddi şekilde zarar gördü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.