Back İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Back kelimesi
Türkçe anlamı: Geri, arka, sırt, eski
- I left my phone at home, can we go back? (Telefonumu evde unuttum, geri gidebilir miyiz?)
- Please move back, you’re standing too close. (Lütfen geriye doğru hareket edin, çok yakınsınız.)
- He has a tattoo on his back. (Sırtında bir dövme var.)
- Let’s go back to the good old days. (İyi eski günlerimize geri dönelim.)
- I’ll be back in a few minutes. (Birkaç dakika içinde geri döneceğim.)
- He’s been in the hospital for a month, but he’s finally back home. (Bir aydır hastanede, ama sonunda evine geri döndü.)
- The car behind us is tailgating, can you ask them to back off? (Arkamızdaki araç çok yakın sürüyor, onlara geri çekilmelerini söyleyebilir misin?)
- I need to go back and get my umbrella, it’s raining. (Şemsiyemi almak için geri gitmem gerekiyor, yağmur yağıyor.)
- He sat with his back to the wall. (Duvara sırtını vererek oturdu.)
- She looked back and waved goodbye. (Geriye dönüp el salladı.)
- My ex-boyfriend wants to get back together. (Eski erkek arkadaşım tekrar bir araya gelmek istiyor.)
- The shop is at the back of the building. (Dükkan binanın arka tarafında.)
- He fell and hurt his back. (Düştü ve sırtını incitti.)
- We need to go back and fix the mistake. (Hatasını düzeltmek için geri dönmeliyiz.)
- The restaurant has a nice garden at the back. (Restoranın arkasında güzel bir bahçesi var.)
- I miss my hometown, I want to go back. (Memleketimi özlüyorum, geri gitmek istiyorum.)
- The book has a summary at the back. (Kitabın arkasında bir özet var.)
- She wears her hair in a ponytail at the back of her head. (Saçını başının arkasında at kuyruğu şeklinde yapıyor.)
- The plane had to turn back due to bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle uçak geri dönmek zorunda kaldı.)
- He’s always looking back on his past mistakes. (Sürekli geçmişteki hatalarına dönüp bakıyor.)
Back kelimesi devamı
Türkçe anlamı: Geri, arka, sırt, eski
- The old house had a big backyard. (Eski evin büyük bir arka bahçesi vardı.)
- I can’t wait to go back to my favorite restaurant. (En sevdiğim restorana geri dönmek için sabırsızlanıyorum.)
- He’s always watching his back, he doesn’t trust anyone. (Sürekli arkasını kontrol ediyor, kimseye güvenmiyor.)
- The computer crashed and I lost all my work, now I have to start back from scratch. (Bilgisayar çöktü ve tüm çalışmalarımı kaybettim, şimdi baştan tekrar başlamam gerekiyor.)
- The basketball player passed the ball behind his back. (Basketbolcu topu sırtının arkasından pasladı.)
- She’s been feeling homesick and wants to go back to her family. (Evinin özlemini çekiyor ve ailesinin yanına geri dönmek istiyor.)
- The company is planning to bring back an old product. (Şirket, eski bir ürünü geri getirmeyi planlıyor.)
- The concert was so good, I wish I could go back and see it again. (Konser çok güzeldi, keşke geri gidip tekrar izleyebilsem.)
- The cat was hiding under the bed, at the back. (Kedi yatağın altında, arkada saklanıyordu.)
- He used to play football, but now he’s back to playing basketball. (Eskiden futbol oynardı, ama şimdi basketbol oynamaya geri döndü.)
- She’s been practicing yoga and her back pain has improved. (Yoga yapıyor ve sırt ağrısı azalmış.)
- The police officer told the suspect to put his hands behind his back. (Polis memuru şüphelinin ellerini arkasına koymasını söyledi.)
- The movie had a surprise ending that I didn’t see coming, it really threw me back. (Filmin sürpriz bir sonu vardı ve hiç beklemiyordum, beni gerçekten şaşırttı.)
- The building has a back entrance that’s usually less crowded. (Binanın arka girişi genellikle daha az kalabalıktır.)
- He’s been trying to quit smoking, but keeps going back to it. (Sigarayı bırakmaya çalışıyor, ama tekrar geri dönüyor.)
- The company gave her back her old job after she took a year off. (Şirket, bir yıl ara verdikten sonra eski işini geri verdi.)
- The singer performed an encore and came back for another song. (Şarkıcı bir bis yaparak geri döndü ve başka bir şarkı söyledi.)
- The car broke down and we had to push it back to the garage. (Araba bozuldu ve garaja geri itmeye çalıştık.)
- The bookshelf is against the back wall of the room. (Kitaplık odan
Hemen Yorum Yaz