Awestricken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Awestricken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Awestricken Nedir?

Awestricken kelimesi, şaşırmış, etkilenmiş ve hayranlık duymuş gibi anlamlara gelen bir sıfat olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda korku, endişe ve şaşkınlık hislerini de ifade edebilir.

Örnek Cümleler:

  1. I was awestricken when I saw the beautiful sunset over the ocean. (Okyanusun üzerindeki güzel gün batımını görünce hayran kaldım.)
  2. The awestricken expression on her face showed how impressed she was. (Yüzündeki hayranlık ifadesi, ne kadar etkilendiğini gösteriyordu.)
  3. He stood awestricken before the giant waterfall. (Dev şelalenin önünde hayranlıkla durdu.)
  4. The audience was awestricken by the magician’s tricks. (İzleyiciler, sihirbazın numaralarından hayran kaldı.)
  5. The awestricken look on his face told me that he was in trouble. (Yüzündeki şaşkın ifade, sorun yaşadığını söylüyordu.)
  6. The awestricken tourists couldn’t believe their eyes when they saw the Great Wall of China. (Hayran kalan turistler, Çin Seddi’ni görünce gözlerine inanamadılar.)
  7. She was awestricken by the beauty of the ancient ruins. (Antik kalıntıların güzelliği karşısında hayran kaldı.)
  8. The awestricken students listened carefully to the professor’s lecture. (Hayran kalan öğrenciler, profesörün dersine dikkatle kulak verdiler.)
  9. The awestricken child watched the fireworks with wonder. (Hayranlıkla izleyen çocuk, havai fişekleri büyülenmiş bir şekilde izledi.)
  10. The awestricken expression on his face made me think he had seen a ghost. (Yüzündeki hayran ifadesi, hayalet gördüğünü düşündürdü.)
  11. The awestricken bride looked beautiful in her wedding dress. (Hayranlıkla bakan gelin, gelinlik içinde güzel görünüyordu.)
  12. The awestricken fans cheered as their favorite band took the stage. (Hayran kalan hayranlar, favori grupları sahneye çıkarken alkışladılar.)
  13. The awestricken boy couldn’t believe he was meeting his favorite celebrity. (Hayran kalan çocuk, favori ünlüsüyle tanıştığına inanamadı.)
  14. The awestricken hiker looked down at the vast canyon below him. (Hayranlıkla bakan yürüyüşçü, altındaki geniş kanyona baktı.)
  15. The awestricken girl watched in amazement as the dolphin swam up to her. (Hayranlıkla izleyen kız, yunusun yanına geldiğini görünce şaşkınlıkla izledi.)
  16. The awestricken soldier received a medal for his bravery in battle. (Savaştaki cesareti nedeniyle hayran kalan asker

, madalya aldı.)
17. The awestricken couple stood at the edge of the cliff, admiring the breathtaking view. (Hayranlıkla duran çift, nefes kesen manzarayı seyrediyorlardı.)

  1. The awestricken museum visitors marveled at the ancient artifacts. (Müze ziyaretçileri, antik eserlere hayran kaldılar.)
  2. The awestricken singer couldn’t believe he was performing in front of such a large crowd. (Hayran kalan şarkıcı, bu kadar büyük bir kalabalığın önünde performans sergilediğine inanamıyordu.)
  3. The awestricken child gazed up at the stars, wondering about the mysteries of the universe. (Hayran kalan çocuk, yıldızlara baktı ve evrenin sırları hakkında düşündü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.