Avidity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Avidity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Avidity Nedir?


Avidity, bir molekülün ya da bir hücrenin başka bir molekül ya da hücreye bağlanma gücüdür. Bu terim, özellikle bağlanma gücünün artmasıyla ilgilidir.

Örnek Cümleler:

  1. The avidity of the antibody to the antigen was very high. (Antikorun antijene bağlanma gücü çok yüksekti.)
  2. The avidity of the virus to the host cell was the reason for its virulence. (Virüsün konak hücreye olan bağlanma gücü, virülansının sebebiydi.)
  3. The avidity of the enzyme to its substrate was critical for the reaction to occur. (Enzimin substrata olan bağlanma gücü, reaksiyonun gerçekleşmesi için kritikti.)
  4. The avidity of the cancer cell to the blood vessels allowed it to spread throughout the body. (Kanser hücresinin damarlara olan bağlanma gücü, vücudun her tarafına yayılmasına izin verdi.)
  5. The avidity of the plant roots to the soil helped it absorb nutrients. (Bitki köklerinin toprağa olan bağlanma gücü, besinleri emmesine yardımcı oldu.)
  6. The avidity of the fish to the bait made it easy to catch. (Balığın yemi takip etme gücü, onu yakalamayı kolaylaştırdı.)
  7. The avidity of the bird to the prey allowed it to survive in the wild. (Kuşun avına olan bağlanma gücü, onun doğada hayatta kalmasına izin verdi.)
  8. The avidity of the mosquito to human blood is what makes it a vector for disease. (Sivrisineğin insan kanına olan bağlanma gücü, onu hastalık taşıyıcısı yapan şeydir.)
  9. The avidity of the metal ions to the chelator determined its effectiveness as a chelating agent. (Metal iyonlarının kelatöre olan bağlanma gücü, onun kelatlayıcı madde olarak etkililiğini belirledi.)
  10. The avidity of the receptor to the ligand determined the specificity of the interaction. (Reseptörün ligana olan bağlanma gücü, etkileşimin özgüllüğünü belirledi.)
  11. The avidity of the magnet to the metal allowed it to pick up objects easily. (Manyetik cismin metale olan bağlanma gücü, onun nesneleri kolayca toplamasına izin verdi.)
  12. The avidity of the adhesive to the surface determined its strength. (Yapışkanın yüzeye olan bağlanma gücü, onun dayanıklılığını belirledi.)
  13. The avidity of the soil to water determined its ability to retain moisture. (Toprağın suya olan bağlanma gücü, nem tutma yeteneğini belirledi.)
  14. The avidity of the athlete to their sport determined their success. (Sporcuun sporuna

olan bağlılığı, başarısını belirledi.)
15. The avidity of the student to learning determined their academic achievement. (Öğrencinin öğrenmeye olan bağlılığı, akademik başarısını belirledi.)

  1. The avidity of the musician to their instrument allowed them to produce beautiful music. (Müzisyenin çalgısına olan bağlılığı, güzel müzik yapmasına olanak sağladı.)
  2. The avidity of the artist to their craft allowed them to create stunning works of art. (Sanatçının sanatına olan bağlılığı, etkileyici eserler oluşturmasına izin verdi.)
  3. The avidity of the writer to their story allowed them to create a captivating narrative. (Yazarın hikayesine olan bağlılığı, sürükleyici bir anlatı yaratmasına izin verdi.)
  4. The avidity of the chef to their ingredients allowed them to create delicious meals. (Şefin malzemelerine olan bağlılığı, lezzetli yemekler yaratmasına izin verdi.)
  5. The avidity of the entrepreneur to their vision allowed them to build a successful business. (Girişimcinin vizyonuna olan bağlılığı, başarılı bir iş kurmasına izin verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.