Attitude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Attitude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Attitude (Tutum)

Attitude refers to a person’s way of thinking, feeling, or behaving towards a particular person, situation, or thing.

Example sentences:

1. My attitude towards the new project is positive. (Yeni projeye karşı tutumum olumlu.)
2. Her attitude towards her ex-boyfriend is still bitter. (Eski erkek arkadaşına karşı tutumu hala acımasız.)
3. His arrogant attitude annoys everyone. (Kibirli tavrı herkesi rahatsız ediyor.)
4. The team’s winning attitude helped them to succeed. (Takımın kazanma tutumu onlara başarıya ulaşmalarında yardımcı oldu.)
5. I don’t like his attitude towards women. (Kadınlara karşı tavrını sevmiyorum.)
6. She has a positive attitude towards life. (Hayata karşı olumlu bir tutumu var.)
7. Your attitude towards your studies needs to change. (Çalışmalarına karşı tutumun değişmesi gerekiyor.)
8. His attitude towards authority is rebellious. (Otoriteye karşı tutumu isyankar.)
9. The teacher praised the student’s attitude towards learning. (Öğrenmeye karşı öğrencinin tutumunu öğretmen övdü.)
10. Their negative attitude towards the project caused delays. (Projeye karşı negatif tutumları gecikmelere neden oldu.)
11. His disrespectful attitude towards his elders is unacceptable. (Yaşlılara karşı saygısız tutumu kabul edilemez.)
12. The company’s attitude towards customer service is excellent. (Müşteri hizmetlerine karşı şirketin tutumu mükemmel.)
13. She has an optimistic attitude towards the future. (Geleceğe karşı iyimser bir tutumu var.)
14. His attitude towards money is frugal. (Paraya karşı tutumu tutumlu.)
15. The politician’s attitude towards education reform is promising. (Eğitim reformuna karşı politikacının tutumu umut verici.)
16. His arrogant attitude towards his coworkers caused conflicts. (İş arkadaşlarına karşı kibirli tutumu çatışmalara neden oldu.)
17. Her attitude towards her health is careless. (Sağlığına karşı tutumu dikkatsiz.)
18. The company’s attitude towards environmental sustainability is commendable. (Çevresel sürdürülebilirliğe karşı şirketin tutumu takdire şayan.)
19. Their positive attitude towards teamwork helped them to achieve their goals. (Takım çalışmasına karşı olumlu tutumları hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oldu.)
20. His attitude towards failure is resilient. (Başarısızlığa karşı tutumu esnek.)

21. I appreciate your attitude towards honesty. (Dürüstlüğe karşı tutumunu takdir ediyorum.)
22. Her attitude towards her family is loving and caring. (Ailesine karşı tutumu sevgi dolu ve özenli.)
23. The team’s positive attitude towards challenges motivated them to work harder. (Zorluklara karşı takımın olumlu tutumu daha sıkı çalışmalarına sebep oldu.)
24. His indifferent attitude towards his responsibilities led to a lot of problems. (Sorumluluklarına karşı kayıtsız tutumu birçok soruna neden oldu.)
25. The manager’s supportive attitude towards his employees boosted their morale. (Çalışanlarına destekleyici tutumu yöneticinin moralini artırdı.)
26. Her attitude towards change is hesitant. (Değişime karşı tutumu tereddütlü.)
27. The company’s negative attitude towards diversity is disappointing. (Çeşitliliğe karşı şirketin negatif tutumu hayal kırıklığı yarattı.)
28. His optimistic attitude towards challenges is inspiring. (Zorluklara karşı iyimser tutumu ilham verici.)
29. Their dismissive attitude towards customer complaints led to a decline in sales. (Müşteri şikayetlerine karşı küçümseyici tutumları satışlarda düşüşe neden oldu.)
30. Her attitude towards her job is enthusiastic. (İşine karşı tutumu coşkulu.)