Attacker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Attacker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Attacker Nedir?

Attacker, bir sistemi veya ağı kötü amaçlı olarak hedefleyen kişi ya da kişileri ifade eden bir terimdir. Bu kişiler, siber suçlar işlemek için ağ güvenliği önlemlerini aşmaya çalışırlar ve bilgisayar korsanları olarak da bilinirler.

Örnek Cümleler:

1. The company’s website was hacked by an attacker last night. (Şirketin web sitesi dün gece bir saldırgan tarafından hacklendi.)
2. The bank’s security system was breached by an attacker who stole customer information. (Bankanın güvenlik sistemi, müşteri bilgilerini çalan bir saldırgan tarafından ihlal edildi.)
3. The government agency is investigating a cyber attack by an unknown attacker. (Hükümet kurumu, bilinmeyen bir saldırgan tarafından yapılan bir siber saldırıyı araştırıyor.)
4. The company’s IT department is working to prevent future attacks from hackers. (Şirketin IT departmanı, hackerların gelecekteki saldırılarını önlemek için çalışıyor.)
5. The victim of the cyber attack was able to identify the attacker’s IP address. (Siber saldırının kurbanı, saldırganın IP adresini tespit edebildi.)
6. The attacker used phishing emails to gain access to the company’s network. (Saldırgan, şirketin ağına erişmek için phishing e-postaları kullandı.)
7. The company’s database was compromised by an attacker who stole sensitive customer data. (Şirketin veritabanı, hassas müşteri verilerini çalan bir saldırgan tarafından tehlikeye atıldı.)
8. The attacker was able to bypass the system’s security measures using a vulnerability in the software. (Saldırgan, yazılımdaki bir açığı kullanarak sistemin güvenlik önlemlerini atlayabildi.)
9. The hacker was caught and prosecuted for the cyber attack. (Hacker, siber saldırıdan dolayı yakalandı ve yargılandı.)
10. The company hired a cybersecurity expert to help protect against future attacks by attackers. (Şirket, saldırganlar tarafından gelecekteki saldırılara karşı korunmaya yardımcı olacak bir siber güvenlik uzmanı işe aldı.)
11. The attacker attempted to extort money from the victim by threatening to release sensitive information. (Saldırgan, hassas bilgileri açıklama tehdidiyle kurbandan para talep etmeye çalıştı.)
12. The company’s servers were overwhelmed by a DDoS attack from multiple attackers. (Şirketin sunucuları, birçok saldırganın DDoS saldırısıyla aşırı yüklendi.)
13. The victim of the cyber attack suffered significant financial losses as a result of the attacker’s actions. (Siber saldırının kurbanı, saldırganın eylemleri sonucu önemli maddi kayıplar yaşadı.)
14. The attacker used

sophisticated malware to infect the company’s computers and steal sensitive data. (Saldırgan, şirketin bilgisayarlarını enfekte etmek ve hassas verileri çalmak için sofistike bir kötü amaçlı yazılım kullandı.)
15. The attacker gained access to the system by using a stolen password. (Saldırgan, çalınan bir şifreyi kullanarak sisteme erişim sağladı.)

16. The company’s network was compromised due to a weak password used by an employee, which the attacker was able to guess. (Bir çalışanın kullandığı zayıf şifre nedeniyle şirketin ağı tehlikeye atıldı ve saldırganın tahmin edebildiği bir şifreydi.)
17. The attacker used social engineering tactics to trick an employee into giving them access to the company’s network. (Saldırgan, bir çalışanı şirketin ağına erişim sağlaması için kandırmak için sosyal mühendislik taktikleri kullandı.)
18. The victim of the cyber attack was able to identify the attacker through their digital footprint. (Siber saldırının kurbanı, saldırganı dijital izi sayesinde tespit edebildi.)
19. The company’s website was taken offline after an attacker defaced it with inappropriate content. (Şirketin web sitesi, saldırgan tarafından uygun olmayan içerikle bozulduktan sonra çevrimdışı olarak alındı.)
20. The attacker attempted to cover their tracks by using a virtual private network (VPN) to hide their IP address. (Saldırgan, IP adresini gizlemek için bir sanal özel ağ (VPN) kullanarak izlerini örtmeye çalıştı.)