At Will İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

At Will İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

At Will Nedir?

At will, bir iş sözleşmesinde, işverenin işçiyi herhangi bir neden belirtmeden işten çıkarma hakkını ifade eder. Bu, işçinin de benzer şekilde işten ayrılabilme hakkına sahip olduğu anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. I’m sorry, but we’re going to have to let you go. You’re an at-will employee, and we no longer need your services. (Üzgünüm ama seni çıkarmak zorunda kalacağız. At-will çalışanısın ve artık hizmetlerine ihtiyacımız yok.)
  2. Because he was an at-will employee, he didn’t have any job security. (At-will çalışan olduğu için hiçbir iş güvencesi yoktu.)
  3. The company reserves the right to terminate your employment at will. (Şirket, istediği zaman senin işine son vermeye yetkili.)
  4. As an at-will employee, she could quit her job at any time without any legal repercussions. (At-will çalışan olarak, herhangi bir yasal sonuç olmaksızın her zaman işinden ayrılabilirdi.)
  5. Even though he was an at-will employee, he was still surprised when he was let go without any warning. (At-will çalışan olmasına rağmen, hiçbir uyarı olmadan çıkarıldığında hala şaşırdı.)
  6. At-will employment can be beneficial for employers who need flexibility in their staffing. (At-will istihdam, personel seçiminde esneklik gerektiren işverenler için faydalı olabilir.)
  7. Because she was an at-will employee, she didn’t receive any severance pay when she was let go. (At-will çalışan olduğu için çıkarıldığında tazminat almamıştı.)
  8. Some states have limitations on at-will employment, so it’s important to know the laws in your state. (Bazı eyaletlerde at-will istihdam sınırlamaları vardır, bu yüzden kendi eyaletinizdeki yasaları bilmek önemlidir.)
  9. The at-will employment policy allowed the company to quickly adjust their workforce to meet changing demands. (At-will istihdam politikası, şirketin değişen talepleri karşılamak için hızlı bir şekilde işgücünü ayarlamasına olanak tanıdı.)
  10. He didn’t feel secure in his job because he knew he was an at-will employee. (At-will çalışan olduğunu bildiği için işinde güvende hissetmiyordu.)
  11. As an at-will employee, she knew that she had to be flexible and willing to adapt to changes in the workplace. (At-will çalışan olarak, işyerindeki değişikliklere uyum sağlamak için esnek olması gerektiğini biliyordu.)
  12. At-will employment can be beneficial for employees who want the freedom to leave their job at any time. (At-will istihdam, işlerinden herhangi bir zaman

çıkmak isteyen çalışanlar için özgürlük sağlayabilir.)
13. The at-will policy allowed the company to make changes to their workforce without having to provide a reason for termination. (At-will politika, işten çıkarma sebebini belirtmek zorunda kalmadan şirketin iş gücünde değişiklik yapmasına izin verdi.)

  1. She was grateful for the at-will policy because it allowed her to leave her job when she needed to without any consequences. (At-will politikadan memnundu çünkü ihtiyaç duyduğunda işinden ayrılabilmesine izin veriyordu.)
  2. At-will employment is common in the United States, but it’s not the norm in all countries. (At-will istihdam Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın olsa da, tüm ülkelerde norm değildir.)
  3. He didn’t like the at-will policy because he felt like he could be fired at any moment without warning. (At-will politikasından hoşlanmadı çünkü herhangi bir uyarı olmadan her an işten çıkarılabileceğini hissetti.)
  4. The company’s at-will policy was clearly stated in the employee handbook. (Şirketin at-will politikası, çalışan el kitabında net bir şekilde belirtilmişti.)
  5. At-will employment can make it difficult for employees to plan for the future because they don’t have job security. (At-will istihdam, iş güvencesi olmadığı için çalışanların gelecek için plan yapmasını zorlaştırabilir.)
  6. The at-will policy allowed the company to quickly let go of employees who were not meeting their expectations. (At-will politika, beklentilerini karşılamayan çalışanları hızlıca çıkarmaya izin verdi.)
  7. As an at-will employee, he knew that he needed to constantly prove his value to the company in order to keep his job. (At-will çalışan olarak, işini korumak için sürekli olarak şirkete değerini kanıtlaması gerektiğini biliyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.