Astound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Astound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Astound

Astound, şaşırtmak, hayrete düşürmek anlamına gelir.

1. His performance astounded the audience. (Onun performansı izleyicileri şaşırttı.)
2. The beauty of the sunset astounded me. (Güneşin batışının güzelliği beni şaşırttı.)
3. The magician’s tricks astounded the children. (Sihirbazın numaraları çocukları şaşırttı.)
4. The news of his success astounded his colleagues. (Başarısının haberleri meslektaşlarını şaşırttı.)
5. The size of the stadium astounded the football team. (Stadyumun büyüklüğü futbol takımını şaşırttı.)
6. Her talent for singing astounded everyone at the karaoke bar. (Şarkı söylemedeki yeteneği, karaoke bardaki herkesi şaşırttı.)
7. The technology used in the new phone model astounded tech enthusiasts. (Yeni telefon modelinde kullanılan teknoloji teknoloji tutkunlarını şaşırttı.)
8. The level of detail in the painting astounded art critics. (Tablodaki ayrıntı seviyesi sanat eleştirmenlerini şaşırttı.)
9. The speed of the athlete astounded the crowd. (Sporcuun hızı seyircileri şaşırttı.)
10. The size of the ocean astounded the sailor. (Okyanusun büyüklüğü denizcinin hayrete düşürdü.)
11. The amount of work she completed in a day astounded her boss. (Bir günde tamamladığı iş miktarı patronunu şaşırttı.)
12. The sound quality of the new headphones astounded music lovers. (Yeni kulaklıkların ses kalitesi müzik severleri şaşırttı.)
13. The beauty of the Grand Canyon astounded the tourists. (Grand Canyon’ın güzelliği turistleri hayrete düşürdü.)
14. The precision of the surgeon astounded the patient. (Cerrahın hassasiyeti hastayı şaşırttı.)
15. The size of the elephant astounded the children at the zoo. (Filin boyutu, hayvanat bahçesindeki çocukları şaşırttı.)
16. The complexity of the math problem astounded the student. (Matematik probleminin karmaşıklığı öğrenciyi şaşırttı.)
17. The amount of money she donated to charity astounded her friends. (Hayır kurumlarına bağışladığı para miktarı arkadaşlarını şaşırttı.)
18. The beauty of the aurora borealis astounded the photographer. (Kuzey ışıklarının güzelliği fotoğrafçıyı şaşırttı.)
19. The speed of the cheetah astounded the zoo visitors. (Gepardin hızı, hayvanat bahçesi ziyaretçilerini şaşırttı.)
20. The talent of the young artist astounded the art world. (Genç sanatçının yeteneği sanat dünyasını şaşırttı.)

Continued

Continued, devam eden, sürmekte olan anlamına gelir.

1. The rain continued throughout the night. (Yağmur tüm gece boyunca devam etti.)
2. The concert continued until midnight. (Konser gece yarısına kadar devam etti.)
3. The meeting continued for several hours. (Toplantı birkaç saat boyunca sürdü.)
4. The conversation continued over lunch. (Sohbet öğle yemeği boyunca sürdü.)
5. The movie continued after a brief intermission. (Film kısa bir aradan sonra devam etti.)
6. The game continued into overtime. (Oyun uzatmaya kadar devam etti.)
7. The construction work continued despite the rain. (İnşaat çalışmaları yağmura rağmen devam etti.)
8. The search for the missing hikers continued for days. (Kayıp yürüyüşçülerin araması günlerce devam etti.)
9. The negotiations between the two countries continued for months. (İki ülke arasındaki müzakereler aylar boyunca devam etti.)
10. The study continued for several years before any significant results were seen. (Çalışma önemli sonuçlar görmeden önce birkaç yıl boyunca devam etti.)
11. The tradition of the annual family vacation continued for generations. (Yıllık aile tatili geleneği nesiller boyunca devam etti.)
12. The investigation into the robbery continued for weeks. (Soygunla ilgili soruşturma haftalar boyunca devam etti.)
13. The class continued with a lecture on the Civil War. (Ders İç Savaş hakkında bir konferansla devam etti.)
14. The experiment continued despite some setbacks. (Deney bazı aksaklıklara rağmen devam etti.)
15. The trial continued with the presentation of new evidence. (Dava yeni kanıtların sunumuyla devam etti.)
16. The team’s winning streak continued for several games. (Takımın kazanma serisi birkaç maç boyunca devam etti.)
17. The family’s search for a new home continued for months. (Ailenin yeni bir ev arayışı aylar boyunca devam etti.)
18. The artist’s experimentation with different mediums continued throughout their career. (Sanatçının farklı ortamlarla deneyleri kariyeri boyunca devam etti.)
19. The writer’s interest in science fiction continued into their later years. (Yazarın bilim kurguyla ilgisi sonraki yıllarına kadar devam etti.)
20. The volunteer work continued despite the challenges of the pandemic. (Gönüllü çalışmalar pandeminin zorluklarına rağmen devam etti.)