Assurer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assurer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assure (Garanti Etmek)

“Assure” kelimesi, bir şeyin gerçekleşeceğinden emin olmak veya başka bir kişiye bir şeyin gerçekleşeceğini garanti etmek anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. I assure you that I will finish the project on time. (Size, projeyi zamanında bitireceğim konusunda garanti veriyorum.)
2. The company assured me that they will fix the issue soon. (Şirket, sorunu yakında çözeceklerine dair bana garanti verdi.)
3. He assured his parents that he would study harder this year. (Bu yıl daha çok çalışacağına dair ebeveynlerine garanti verdi.)
4. She assured me that she would be there on time. (Bana, zamanında orada olacağına dair garanti verdi.)
5. The doctor assured us that the operation would be successful. (Doktor, operasyonun başarılı olacağına dair bize garanti verdi.)
6. The hotel assured us that our room would have a sea view. (Otel, odamızın deniz manzaralı olacağına dair bize garanti verdi.)
7. The salesman assured me that the product was of high quality. (Satıcı, ürünün yüksek kaliteli olduğuna dair bana garanti verdi.)
8. The teacher assured the parents that their child was doing well in school. (Öğretmen, çocuklarının okulda iyi olduğuna dair ebeveynlerine garanti verdi.)
9. The coach assured the players that they would win the game. (Antrenör, oyunculara oyunu kazanacaklarına dair garanti verdi.)
10. The company assured its customers that their personal information would be kept confidential. (Şirket, müşterilerine kişisel bilgilerinin gizli tutulacağına dair garanti verdi.)
11. The politician assured the voters that he would create jobs. (Politikacı, seçmenlere iş yaratacağına dair garanti verdi.)
12. The weatherman assured us that it would be sunny tomorrow. (Meteorolog, yarın güneşli olacağına dair bize garanti verdi.)
13. The chef assured the customers that the food was gluten-free. (Şef, müşterilere yemeğin glutensiz olduğuna dair garanti verdi.)
14. The parent assured the child that everything would be okay. (Ebeveyn, çocuğa her şeyin yolunda olacağına dair garanti verdi.)
15. The company assured its employees that there would be no layoffs. (Şirket, çalışanlarına işten çıkarmaların olmayacağına dair garanti verdi.)
16. The tour guide assured the tourists that the area was safe. (Rehber, turistlere bölgenin güvenli olduğuna dair garanti verdi.)
17. The company assured the investors that profits would increase next year. (Şirket, yatırımcılara gelecek yıl karların artacağına dair garanti verdi.)
18. The doctor assured the patient that the medication

would help with the pain. (Doktor, ilacın ağrıya yardımcı olacağına dair hastaya garanti verdi.)
19. The insurance company assured the client that the policy covered the damages. (Sigorta şirketi, hasarların poliçe kapsamında olduğuna dair müşteriye garanti verdi.)

20. The team leader assured the members that their efforts would lead to success. (Takım lideri, üyelere çabalarının başarıya yol açacağına dair garanti verdi.)