Arbitrarily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arbitrarily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arbitrarily Nedir?

“Arbitrarily” kelimesi, “keyfi olarak” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Arbitrarily, the teacher decided to cancel the exam.

    Keyfi olarak, öğretmen sınavı iptal etmeye karar verdi.

  2. He acted arbitrarily without considering the consequences.

    Sonuçları düşünmeden keyfi davrandı.

  3. The company arbitrarily changed its policies, causing confusion among its employees.

    Şirket keyfi olarak politikalarını değiştirdi ve çalışanları arasında karışıklığa neden oldu.

  4. The judge arbitrarily dismissed the case without giving any reasons.

    Hakim herhangi bir sebep göstermeden davayı keyfi olarak reddetti.

  5. The new law arbitrarily restricts freedom of speech.

    Yeni yasa keyfi olarak konuşma özgürlüğünü kısıtlar.

  6. The landlord arbitrarily raised the rent, which caused a lot of anger among the tenants.

    Ev sahibi kirası keyfi olarak arttırdı, bu da kiracılar arasında büyük öfkeye neden oldu.

  7. The dictator arbitrarily imprisoned anyone who criticized his regime.

    Diktatör rejimini eleştiren herkesi keyfi olarak hapsetti.

  8. The police officer arbitrarily searched the car without a warrant.

    Polis memuru, arama emri olmadan arabayı keyfi olarak aradı.

  9. The company’s decision to close the factory was arbitrarily made without consulting the workers.

    Şirketin fabrikayı kapatma kararı, işçilerle danışılmadan keyfi olarak alındı.

  10. The principal arbitrarily expelled the student without giving him a chance to defend himself.

    Okul müdürü öğrenciyi savunma şansı vermeden keyfi olarak okuldan attı.

  11. The government arbitrarily decided to cut funding for the arts.

    Hükümet, sanat için fonlamayı keyfi olarak kesmeye karar verdi.

  12. The judge arbitrarily awarded custody to the mother, despite the father’s objections.

    Hakim, babanın itirazlarına rağmen velayeti keyfi olarak anneye verdi.

  13. The company’s dress code policy seemed arbitrarily enforced, as some employees were allowed to wear jeans while others were not.

    Şirketin giyim kodu politikası, bazı çalışanların kot giymelerine izin verilirken diğerlerine izin verilmemesi gibi keyfi bir şekilde uygulanıyormuş gibi görünüyordu.

  14. The professor arbitrarily changed the deadline for the research paper, causing a lot of stress for the students.

    Profesör, araştırma makalesinin son teslim tarihini keyfi olarak değiştirdi ve öğrencilerin çok fazla stres yaşamasına neden oldu.

  15. The CEO’s decision to relocate the company’s headquarters was arbitrarily made, without considering the impact on the employees.

    CEO’nun şirketin merkezini taşıma kararı, çalışanlar üzerindeki etkiyi düşünmeden keyfi olarak alındı.

  16. The security guard arbitrarily denied entry to the museum to a group of visitors.

    Güvenlik görevlisi, bir grup ziyaretçinin müzeye girmesini keyfi olarak reddetti.

  17. The company’s decision to lay off workers was seen as arbitrarily made, as some employees were let go while others were kept.

    Şirketin işçi çıkarma kararı, bazı çalışanların işten çıkarılırken diğerlerinin tutulması gibi keyfi bir şekilde yapılmış gibi göründü.

  18. The mayor’s decision to cut funding for the local library was criticized as arbitrarily made, without considering the library’s importance to the community.