Apprehend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Apprehend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Apprehend İle İlgili Cümleler

Apprehend kelimesi Türkçede “yakalamak, tutuklamak, anlamak” gibi anlamlara gelir.

1. The police apprehended the suspect after a high-speed chase. (Polis, yüksek hızlı bir kovalamacanın ardından şüpheliyi yakaladı.)
2. I can’t apprehend why she would do such a thing. (Neden böyle bir şey yapacağını anlayamıyorum.)
3. The teacher tried to apprehend the students’ attention. (Öğretmen, öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.)
4. The authorities are working to apprehend the criminals responsible for the robbery. (Yetkililer, soygunu gerçekleştiren suçluları yakalamak için çalışıyorlar.)
5. I apprehend that this situation could get worse. (Bu durumun daha da kötüleşebileceğinden endişe duyuyorum.)
6. The security guards apprehended the trespassers before they could enter the building. (Güvenlik görevlileri, binaya girmeden önce izinsiz girenleri yakaladılar.)
7. She was apprehended for shoplifting. (O, mağaza hırsızlığı yaparken yakalandı.)
8. I can apprehend the importance of this matter. (Bu konunun önemini anlayabiliyorum.)
9. The police were able to apprehend the suspect using CCTV footage. (Polis, CCTV görüntülerini kullanarak şüpheliyi yakalayabildi.)
10. I apprehend that he may not be telling the truth. (Doğruyu söylemediği endişesini taşıyorum.)
11. The detectives were able to apprehend the killer after a lengthy investigation. ( Dedektifler, uzun bir soruşturmanın ardından katili yakalayabildiler.)
12. She had difficulty apprehending the concepts presented in class. (Derslerde sunulan kavramları anlamakta zorluk çekti.)
13. The police apprehended the suspect without incident. (Polis, olay çıkmadan şüpheliyi yakaladı.)
14. I apprehend that she might be in danger. (O’nun tehlikede olabileceğinden endişe duyuyorum.)
15. The security guard apprehended the thief as he tried to make a run for it. (Hırsız kaçmaya çalışırken, güvenlik görevlisi onu yakaladı.)
16. The students were unable to apprehend the complex mathematical formula. (Öğrenciler, karmaşık matematiksel formülü anlamakta başarısız oldular.)
17. The police apprehended the suspect based on eyewitness accounts. (Polis, görgü tanıklarının ifadelerine dayanarak şüpheliyi yakaladı.)
18. She was apprehended by airport security for carrying a prohibited item in her luggage. (O, bavulunda yasaklı bir madde taşıdığı için havaalanı güvenliği tarafından yakalandı.)
19. The detective was finally able to apprehend the mastermind behind the bank heist. ( Dedektif, sonunda banka

soygununun arkasındaki beyini yakalayabildi.)
20. The teacher tried to apprehend the student’s confusion and offer additional explanations. (Öğretmen, öğrencinin kafasındaki karışıklığı anlamaya çalıştı ve ek açıklamalar sundu.)