Appointer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Appointer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Appointer

Türkçe karşılığı: atayan, tayin eden

Appointer, bir kişiyi veya grubu bir pozisyona atayan veya tayin eden kişidir. İşte, “appointer” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. The appointer chose the new CEO of the company. (Atayan şirketin yeni CEO’sunu seçti.)
  2. The president is the appointer of federal judges. (Başkan federal yargıçların atayanıdır.)
  3. The appointer gave the job to the most qualified candidate. (Atayan en nitelikli adaya işi verdi.)
  4. The appointer was criticized for his nepotism. (Atayan, kayırmacılığından dolayı eleştirildi.)
  5. The appointer made a mistake in choosing the wrong person for the job. (Atayan yanlış kişiyi iş için seçerek bir hata yaptı.)
  6. The appointer considered the candidate’s experience before making the decision. (Atayan, karar vermeden önce adayın deneyimini dikkate aldı.)
  7. The appointer had a difficult time choosing between the two candidates. (Atayan iki aday arasında seçim yapmakta zorlandı.)
  8. The appointer had to follow certain guidelines when making the appointment. (Atayan, atama yaparken belirli yönergeleri takip etmek zorundaydı.)
  9. The appointer consulted with other members of the board before making the decision. (Atayan, karar vermeden önce yönetim kurulu diğer üyeleriyle danıştı.)
  10. The appointer had to make a quick decision due to the urgency of the situation. (Atayan durumun aciliyeti nedeniyle hızlı bir karar vermek zorunda kaldı.)
  11. The appointer was careful to avoid any conflicts of interest when making the appointment. (Atayan, atama yaparken çıkar çatışmasından kaçınmak için dikkatliydi.)
  12. The appointer was praised for his fair and unbiased decision. (Atayan adil ve tarafsız kararıyla övüldü.)
  13. The appointer considered the candidate’s qualifications and references before making the decision. (Atayan, karar vermeden önce adayın niteliklerini ve referanslarını dikkate aldı.)
  14. The appointer was required to provide a written explanation for his decision. (Atayan, kararını yazılı olarak açıklama yapmak zorundaydı.)
  15. The appointer was given a deadline for making the appointment. (Atayan, atamayı yapmak için bir son tarih verildi.)
  16. The appointer had to interview several candidates before making the final decision. (Atayan, son kararı vermeden önce birkaç adayla görüşmek zorunda kaldı.)
  17. The appointer’s decision was challenged in court by a group of activists. (Atayanın kararı, aktivist bir grup tarafından mahkemede itiraz edildi.)
  18. The appointer’s authority to make appointments was limited by new regulations. (Atayanın atama yapma yetkisi yeni düzenlemelerle s

ınırlandı.)
19. The appointer was praised for his ability to choose the right person for the job. (Atayan, iş için doğru kişiyi seçme yeteneğiyle övüldü.)

  1. The appointer had to consider the budget constraints when making the appointment. (Atayan, atama yaparken bütçe kısıtlamalarını dikkate almak zorundaydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.