Anxious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anxious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anxious kelimesinin anlamı:

Anxious, kaygılı, endişeli, huzursuz ve tedirgin anlamlarına gelir. Bir şeyin olup olmayacağından veya bir durumun sonucundan kaygı duymak anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I feel anxious about my presentation tomorrow. (Yarınki sunumum hakkında kaygılı hissediyorum.)
  2. She was anxious to know if she got the job. (İşe alınıp alınmadığını öğrenmek için huzursuzdu.)
  3. The anxious parents waited for news of their missing child. (Kayıp çocukları hakkında haber bekleyen endişeli ebeveynler.)
  4. He’s always anxious about money. (Her zaman para konusunda endişeli.)
  5. She became anxious when she realized she lost her phone. (Telefonunu kaybettiğini fark edince tedirgin oldu.)
  6. The anxious students waited for their exam results. (Sınav sonuçlarını bekleyen kaygılı öğrenciler.)
  7. He was anxious to leave work early. (Erken çıkmak için huzursuzdu.)
  8. The anxious dog barked at every noise. (Her gürültüde havlayan endişeli köpek.)
  9. She felt anxious about meeting her new boss. (Yeni patronuyla tanışmak konusunda kaygılı hissetti.)
  10. He became anxious when he realized he was lost. (Kaybolduğunu fark edince tedirgin oldu.)
  11. The anxious patient waited for test results. (Test sonuçlarını bekleyen endişeli hasta.)
  12. The anxious driver was worried about the weather conditions. (Hava koşulları hakkında endişelenen sürücü.)
  13. She was anxious to see her long-distance boyfriend. (Uzun mesafeli erkek arkadaşını görmek için huzursuzdu.)
  14. The anxious mother waited for her child to come home from school. (Çocuğunun okuldan eve gelmesini bekleyen endişeli anne.)
  15. He was anxious about the

    upcoming exam. (Yaklaşan sınav hakkında kaygılıydı.)

  16. The anxious employee waited to hear if he got the promotion. (Terfi alıp almayacağını öğrenmek için bekleyen endişeli çalışan.)
  17. She was feeling anxious and couldn’t sleep. (Kaygılı hissediyor ve uyuyamıyordu.)
  18. The anxious traveler was worried about missing their flight. (Uçuşunu kaçırmak konusunda endişelenen seyahat eden.)
  19. He was anxious about the safety of his family during the storm. (Fırtına sırasında ailesinin güvenliği hakkında endişeliydi.)
  20. The anxious student was nervous about giving their presentation. (Sunum yapmak konusunda endişeli olan öğrenci.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.