Antipathetic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Antipathetic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Antipathetic Nedir?


Antipathetic, Türkçe’de “nefret eden, antipatik” gibi anlamlara gelen bir sıfattır. Bir kişi ya da şey hakkında yoğun bir şekilde negatif hisler besleyen kişileri tanımlamak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I find his attitude towards animals antipathetic. (Hayvanlara karşı tutumunu antipatik buluyorum.)
  2. She had an antipathetic reaction to the medication. (İlaca karşı antipatik bir reaksiyonu oldu.)
  3. He always looks antipathetic when I mention my hobbies. (Hobilerimden bahsettiğimde her zaman antipatik görünür.)
  4. Her antipathetic behavior towards her colleagues cost her the promotion. (Meslektaşlarına karşı antipatik davranışları, terfi etmesine engel oldu.)
  5. I don’t know why she’s so antipathetic towards me. (Benimle niye bu kadar antipatik olduğunu bilmiyorum.)
  6. His antipathetic demeanor made everyone feel uncomfortable. (Antipatik tavırları herkesi rahatsız etti.)
  7. I could tell by her antipathetic tone that she didn’t want to talk to me. (Antipatik tonundan, benimle konuşmak istemediğini anladım.)
  8. Her antipathetic comments ruined the mood of the party. (Antipatik yorumları parti atmosferini bozdu.)
  9. I don’t know why he has such an antipathetic attitude towards new technology. (Neden yeni teknolojiye karşı bu kadar antipatik olduğunu bilmiyorum.)
  10. His antipathetic personality makes it hard for him to make friends. (Antipatik kişiliği onun arkadaş edinmesini zorlaştırıyor.)
  11. The antipathetic behavior of the salesperson made me not want to buy anything from that store. (Satış görevlisinin antipatik davranışları, o mağazadan bir şey almak istememi sağladı.)
  12. I try to avoid people with an antipathetic attitude towards others. (Diğer insanlara antipatik yaklaşan insanlardan kaçınmaya çalışırım.)
  13. Her antipathetic behavior towards her parents is starting to worry me. (Ebeveynlerine karşı antipatik davranışları beni endişelendirmeye başlıyor.)
  14. I can’t stand his antipathetic comments about my cooking. (Yemek pişirme hakkındaki antipatik yorumlarına katlanamıyorum.)
  15. The antipathetic reaction of the audience to the comedian’s jokes was unexpected. (Komedyenin şakalarına izleyicilerin antipatik tepkisi beklenmedikti.)
  16. Her antipathetic behavior towards her coworkers is making the office environment tense. (Meslektaşlarına karşı antipatik davranışları, ofis ortamını gergin yapıyor.)
  17. I’m afraid my antipathetic feelings towards my ex are affecting my

relationships with other people. (Eski sevgilime karşı antipatik duygularımın, diğer insanlarla ilişkilerimi etkilediğinden korkuyorum.)
18. The antipathetic reviews of the restaurant made me decide not to go there. (Restoran hakkındaki antipatik yorumlar, oraya gitmemi engelledi.)

  1. His antipathetic behavior towards his students is causing them to lose interest in the class. (Öğrencilerine karşı antipatik davranışları, onların derse olan ilgisini kaybetmelerine neden oluyor.)
  2. I don’t understand why she has such an antipathetic attitude towards people who are different from her. (Neden kendisinden farklı olan insanlara karşı bu kadar antipatik bir tutum sergilediğini anlamıyorum.)

(Türkçe karşılıklar koyulmuştur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.