Antagonize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Antagonize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Antagonize Nedir?

Antagonize, karşıt bir tepki veya davranışa neden olacak şekilde kişiyi rahatsız etmek, kışkırtmak veya tahrik etmek anlamına gelir. Bu kelime olumsuz bir eylemi ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She knew that if she spoke up, it would antagonize her boss. (Patronunu kızdıracağını bilerek konuşmadı.)
  2. He always tries to antagonize me by making rude comments. (Kaba yorumlar yaparak beni kışkırtmaya çalışır.)
  3. The politician’s comments were designed to antagonize his opponents. (Politikacının yorumları rakiplerini kışkırtmak için tasarlanmıştı.)
  4. Don’t antagonize your sister by taking her favorite toy. (Kardeşini sevdiği oyuncaktan alarak onu kızdırma.)
  5. His behavior only serves to antagonize his customers. (Davranışı sadece müşterilerini kızdırmaya hizmet ediyor.)
  6. The teacher didn’t want to antagonize her students by giving them too much homework. (Öğrencilerini çok fazla ödev vererek kızdırmak istemedi.)
  7. The coach tried to motivate his team without antagonizing them. (Koç takımını kızdırmadan motive etmeye çalıştı.)
  8. She didn’t want to antagonize her friend by disagreeing with her. (Arkadaşını fikir ayrılığıyla kızdırmak istemedi.)
  9. The company’s decision to outsource angered and antagonized its employees. (Şirketin dış kaynak kullanma kararı çalışanlarını kızdırdı ve kışkırttı.)
  10. The officer’s rough treatment of the suspect antagonized the crowd. (Memurun şüpheliye karşı sert davranışı kalabalığı kışkırttı.)
  11. His constant complaints antagonized his coworkers. (Sürekli şikayet etmek meslektaşlarını kışkırttı.)
  12. The article’s controversial content was intended to antagonize readers. (Makalenin tartışmalı içeriği okuyucuları kışkırtmak için tasarlanmıştı.)
  13. They deliberately tried to antagonize their neighbors by playing loud music late at night. (Gece geç saatlerde yüksek sesle müzik çalarak komşularını kışkırtmaya çalıştılar.)
  14. The rude customer’s behavior antagonized the restaurant staff. (Kaba müşterinin davranışı restoran çalışanlarını kışkırttı.)
  15. The movie’s violent scenes could antagonize some viewers. (Filmdeki şiddet sahneleri bazı seyircileri kışkırtabilir.)
  16. The presidential candidate’s controversial remarks antagonized many voters. (Başkanlık adayının tartışmalı açıklamaları birçok seçmene kızdırdı.)
  17. The coach’s criticism of his players only served to antagonize them. (Koçun oyuncularını eleşt

irmesi sadece onları kışkırttı.)
18. His dismissive attitude towards her ideas antagonized her. (Onun fikirlerine karşı kayıtsız tavırları onu kışkırttı.)

  1. The company’s decision to lay off workers antagonized the labor union. (Şirketin işçileri çıkarma kararı işçi sendikasını kışkırttı.)
  2. The team’s trash talking before the game antagonized their opponents. (Oyun öncesinde takımın birbirine laf atması rakiplerini kışkırttı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Patronunu kızdıracağını bilerek konuşmadı.
  2. Kaba yorumlar yaparak beni kışkırtmaya çalışır.
  3. Politikacının yorumları rakiplerini kışkırtmak için tasarlanmıştı.
  4. Kardeşini sevdiği oyuncaktan alarak onu kızdırma.
  5. Davranışı sadece müşterilerini kızdırmaya hizmet ediyor.
  6. Öğrencilerini çok fazla ödev vererek kızdırmak istemedi.
  7. Koç takımını kızdırmadan motive etmeye çalıştı.
  8. Arkadaşını fikir ayrılığıyla kızdırmak istemedi.
  9. Şirketin dış kaynak kullanma kararı çalışanlarını kızdırdı ve kışkırttı.
  10. Memurun şüpheliye karşı sert davranışı kalabalığı kışkırttı.
  11. Sürekli şikayet etmek meslektaşlarını kışkırttı.
  12. Makalenin tartışmalı içeriği okuyucuları kışkırtmak için tasarlanmıştı.
  13. Gece geç saatlerde yüksek sesle müzik çalarak komşularını kışkırtmaya çalıştılar.
  14. Kaba müşterinin davranışı restoran çalışanlarını kışkırttı.
  15. Filmdeki şiddet sahneleri bazı seyircileri kışkırtabilir.
  16. Başkanlık adayının tartışmalı açıklamaları birçok seçmene kızdırdı.
  17. Koçun oyuncularını eleştirmesi sadece onları kışkırttı.
  18. Onun fikirlerine karşı kayıtsız tavırları onu kışkırttı.
  19. Şirketin işçileri çıkarma kararı işçi sendikasını kışkırttı.
  20. Oyun öncesinde takımın birbirine laf atması rakiplerini kışkırttı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.