Annoy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Annoy İle İlgili Cümleler
Annoy kelimesi Türkçede “rahatsız etmek, canını sıkmak, sinir etmek” gibi anlamlara gelir.
- My little brother always annoys me when I’m trying to study. (Kardeşim daima çalışırken beni rahatsız eder.)
- The constant buzzing of the fly is really annoying. (Sineğin sürekli uğultusu gerçekten sinir bozucu.)
- He knew he was annoying her but he couldn’t help himself. (Onu sinir ettiğini biliyordu ama kendini durduramadı.)
- The sound of nails on a chalkboard is one of the most annoying sounds in the world. (Kreide tahtası üzerindeki tırnak sesi dünyanın en sinir bozucu seslerinden biridir.)
- I find it annoying when people talk loudly on their phones in public places. (İnsanların açık alanlarda yüksek sesle telefonla konuşmaları beni rahatsız ediyor.)
- She tried to ignore him, but he continued to annoy her. (Onu görmezden gelmeye çalıştı, ama o rahatsız etmeye devam etti.)
- His constant complaining was starting to annoy everyone. (Sürekli şikayet etmek herkesi sinirlendirmeye başlamıştı.)
- It’s really annoying when someone interrupts you while you’re speaking. (Birisi sen konuşurken sana ara verirse gerçekten sinir bozucudur.)
- The repetitive nature of the music was starting to annoy me. (Müziğin tekrar eden yapısı beni sinir etmeye başlamıştı.)
- She found his jokes annoying rather than funny. (Onun şakaları komik değil, rahatsız ediciydi.)
- I’m sorry if I’m annoying you with all my questions. (Tüm sorularımla seni rahatsız ediyorsam özür dilerim.)
- The constant barking of the dog next door is really annoying. (Komşudaki köpeğin sürekli havlaması gerçekten sinir bozucu.)
- His constant need for attention was starting to annoy his friends. (Sürekli ilgiye ihtiyacı olması arkadaşlarını sinir etmeye başlamıştı.)
- The way she chews her food is really annoying. (Yemeğini çiğneme şekli gerçekten sinir bozucu.)
- It’s annoying when people don’t respect your personal space. (Kişisel alanınıza saygı duymayan insanlar sinir bozucudur.)
- The constant notifications from my phone were starting to annoy me. (Telefondaki sürekli bildirimler beni sinir etmeye başlamıştı.)
- The way he talks in a condescending tone is really annoying. (Aşağılayıcı bir tonla konuşması gerçekten sinir bozucu.)
- It’s annoying when people don’t listen to what you’re saying. (İnsanların ne söylediğinizi dinlemedikleri
- The fact that he’s always late is really starting to annoy me. (Sürekli geç kalması beni gerçekten sinir ediyor.)
- I didn’t want to annoy her by calling too much, so I waited for her to call me back. (Çok fazla arayarak onu rahatsız etmek istemedim, bu yüzden beni aramasını bekledim.)
Hemen Yorum Yaz