Annihilative-Annihilator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Annihilative-Annihilator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Annihilative-Annihilator

Annihilative, yok edici anlamına gelir. Annihilator ise, yok eden anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The nuclear bomb is an annihilative weapon. (Nükleer bomba bir yok edici silahtır.)
  2. The hurricane was an annihilator, leaving behind a trail of destruction. (Kasırga bir yok ediciydi ve arkasında yıkım izleri bıraktı.)
  3. The company’s policies proved to be the annihilator of its reputation. (Şirketin politikaları, itibarının yok olmasına neden oldu.)
  4. The disease acted as an annihilator, wiping out entire populations. (Hastalık, tüm popülasyonları yok eder gibi hareket etti.)
  5. The dictator was an annihilator of human rights. (Diktatör, insan haklarının yok edicisiydi.)
  6. The machine was an annihilator of the old ways of production. (Makine, eski üretim yöntemlerinin yok edicisi oldu.)
  7. The storm was an annihilative force, uprooting trees and destroying buildings. (Fırtına, ağaçları kökünden sökerek ve binaları yıkarak yok edici bir güçtü.)
  8. The lava flow was an annihilator, engulfing everything in its path. (Lav akışı, yolundaki her şeyi yutan bir yok ediciydi.)
  9. The army was an annihilative force, leaving no survivors in its wake. (Ordu, izlerinde hiçbir sağ kalan bırakmadan yok edici bir güçtü.)
  10. The virus was an annihilator, wiping out entire populations in a matter of weeks. (Virüs, birkaç hafta içinde tüm popülasyonları yok eden bir yok ediciydi.)
  11. The fire was an annihilator, reducing everything in its path to ashes. (Yangın, yolundaki her şeyi kül haline getiren bir yok ediciydi.)
  12. The hurricane was an annihilator of coastal towns. (Kasırga, sahil kasabalarının yok edicisi oldu.)
  13. The bulldozer was an annihilator of the old building. (Kazıcı, eski binanın yok edicisi oldu.)
  14. The dictator’s policies were the annihilator of free speech. (Diktatörün politikaları, özgür konuşmanın yok edicisiydi.)
  15. The meteor was an annihilative force, causing mass extinctions. (Meteor, kitlesel yok oluşturan bir yok edici güçtü.)
  16. The earthquake was an annihilator of entire cities. (Deprem, tüm şehirlerin yok edicisi oldu.)
  17. The tsunami was an annihilative force, sweeping away entire communities. (Tsunami, tüm toplulukları süpüren bir yok edici güçtü.)
  18. The pesticide was an annihilator of the local insect population. (Pestisit, yerel böcek popülasyonunun yok edicisi oldu.)
  19. The new invention was an annihilator of the old ways of doing things. (Yeni icat, eski şeyleri yapmanın yok edicisi oldu.)
  20. The black hole
  1. The black hole is an annihilator of matter and light, swallowing everything in its path. (Siyah delik, madde ve ışığın yok edicisi olarak yolundaki her şeyi yutan bir varlıktır.)

(Türkçe çevirileri kalın ve siyah yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.