Angelic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Angelic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Angelic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anlam: Melekî, melek gibi, meleksel.

  1. She had an angelic voice and sang like a bird. (Melekî bir sesi vardı ve kuş gibi şarkı söylerdi.)
  2. His angelic smile always melted her heart. (Onun melek gibi gülümsemesi her zaman onun kalbini yumuşatırdı.)
  3. The painting depicted an angelic figure hovering above the clouds. (Tablo, bulutların üzerinde süzülen melekî bir figürü tasvir ediyordu.)
  4. The choir sang angelic hymns during the church service. (Koro, kilise ayininde melekî ilahiler söyledi.)
  5. Her angelic beauty took everyone’s breath away. (Onun melek gibi güzelliği herkesin nefesini kesti.)
  6. He had an angelic nature and was always willing to help others. (O, melekî bir doğaya sahipti ve her zaman diğerlerine yardım etmeye hazırdı.)
  7. The baby’s angelic face made everyone in the room smile. (Bebek’in melek gibi yüzü odadaki herkesi güldürdü.)
  8. The sun setting over the mountains cast an angelic glow across the landscape. (Dağların üzerinde batan güneş manzaraya melekî bir ışıltı yaydı.)
  9. She had an angelic aura that put everyone at ease. (Onun melekî bir aura’sı vardı ve herkesi rahatlattı.)
  10. The little girl’s angelic innocence made her parents proud. (Küçük kızın melek gibi masumiyeti, ebeveynlerini gururlandırdı.)
  11. The angelic figure in the painting seemed to be looking down upon the viewer with compassion. (Tablodaki melekî figür, merhametle seyirciye bakıyormuş gibi görünüyordu.)
  12. Her angelic personality made her a joy to be around. (Onun melekî kişiliği, etrafında olmaktan zevk alınacak biri yaptı.)
  13. The bride looked angelic in her white wedding gown. (Gelin, beyaz gelinlikte melek gibi görünüyordu.)
  14. The angelic choir sang hymns of praise and worship. (Melekî koro, övgü ve ibadet ilahileri söyledi.)
  15. His angelic kindness touched the hearts of all who knew him. (Onun melekî iyiliği, onu tanıyan herkesin kalbini dokundu.)
  16. The angelic wings on the sculpture added to its ethereal beauty. (Heykeldeki melekî kanatlar, onun ruhani güzelliğine katkıda bulundu.)
  17. The sunset created an angelic backdrop for their romantic picnic. (Günbatımı, romantik piknikleri için melekî bir arka plan oluşturdu.)
  18. The little boy’s angelic voice brought tears to everyone’s eyes. (Küçük çocuğun melekî sesi, herkesin gözler

inden yaş getirdi.)
19. The angelic figure in the stained glass window was illuminated by the sunlight. (Camlı penceredeki melekî figür, güneş ışığıyla aydınlatıldı.)

  1. The angelic choir filled the cathedral with their heavenly voices. (Melekî koro, cemaati göksel sesleriyle doldurdu.)

Türkçe Karşılıklar:

  • melekî
  • melek gibi
  • meleksel

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.