Amputation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Amputation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Amputation Nedir?

Amputation, vücudun bir kısmının cerrahi yolla kesilmesi veya çıkarılması işlemidir. Bu genellikle travma, kanser veya dolaşım bozuklukları nedeniyle gereklidir.

Örnek cümleler:

1. After the accident, they had to perform an amputation on his leg. (Kazadan sonra, bacağından bir ameliyat yaptırmak zorunda kaldılar.)
2. The doctors decided that amputation was the only solution to stop the spread of the infection. (Doktorlar, enfeksiyonun yayılmasını durdurmanın tek çözümünün amputasyon olduğuna karar verdiler.)
3. Due to the severity of the injury, the athlete’s arm required amputation. (Yaralanmanın şiddeti nedeniyle, sporcu kolunun amputasyonu gerekiyordu.)
4. She was born without a hand, so she had to undergo an amputation procedure to attach a prosthetic. (O, eli olmadan doğdu, bu nedenle protez bağlamak için amputasyon işleminden geçmek zorunda kaldı.)
5. After the successful amputation, he was fitted with a new artificial limb. (Başarılı bir amputasyonun ardından, yeni bir yapay uzuv takıldı.)
6. The surgery to remove the cancer required the amputation of her breast. (Kanseri çıkarmak için yapılan ameliyat, göğsünün amputasyonunu gerektirdi.)
7. As a result of the car accident, he had to undergo an amputation of his left foot. (Araba kazası sonucu, sol ayağından amputasyon geçirmesi gerekti.)
8. The dog’s leg was severely injured, and the veterinarian recommended amputation as the best course of action. (Köpeğin ayağı şiddetli şekilde yaralandı ve veteriner en iyi çözüm olarak amputasyonu önerdi.)
9. Unfortunately, the infection had spread too far, and amputation was the only way to save his life. (Maalesef enfeksiyon çok yayılmıştı ve hayatını kurtarmanın tek yolu amputasyondu.)
10. He was born with a condition that required the amputation of both his legs. (O, her iki bacağının da amputasyon gerektiren bir durumla doğdu.)
11. Her finger was severely damaged in the accident, and amputation was necessary to prevent further damage. (Kazada parmağı şiddetli şekilde zarar gördü ve daha fazla zarar görmesini önlemek için amputasyon gerekiyordu.)
12. The soldier lost his arm in combat and had to undergo an amputation to prevent infection. (Asker savaşta kolunu kaybetti ve enfeksiyonu önlemek için amputasyon geçirmesi gerekiyordu.)
13. After the amputation, she had to go through a long process of rehabilitation to adjust

    to her new way of life. (Amputasyondan sonra, yeni yaşamına uyum sağlamak için uzun bir rehabilitasyon sürecinden geçmek zorunda kaldı.)

14. The diabetic patient’s foot was so infected that amputation was the only way to save his life. (Diyabet hastasının ayağı o kadar enfekte olmuştu ki hayatını kurtarmanın tek yolu amputasyondu.)
15. He was diagnosed with bone cancer, and amputation of his leg was necessary to prevent the spread of the disease. (Kemik kanseri teşhisi konuldu ve hastalığın yayılmasını önlemek için bacağının amputasyonu gerekiyordu.)
16. The doctor recommended amputation of his finger to prevent the spread of the infection to his hand. (Doktor, enfeksiyonun eline yayılmasını önlemek için parmağının amputasyonunu önerdi.)
17. She was born with a congenital condition that required amputation of her toes. (O, parmaklarının amputasyon gerektiren bir doğumsal durumla doğdu.)
18. His leg was so badly injured that amputation was the only way to save his life. (Bacağı o kadar kötü yaralandı ki hayatını kurtarmanın tek yolu amputasyondu.)
19. The doctor had to perform an emergency amputation to save the patient’s life. (Doktor, hastanın hayatını kurtarmak için acil bir amputasyon yapmak zorunda kaldı.)
20. The patient suffered from severe frostbite, and amputation of his toes was necessary to prevent further tissue damage. (Hasta şiddetli donma nedeniyle acı çekti ve doku hasarını önlemek için parmaklarının amputasyonu gerekiyordu.)
21. After the amputation, she had to rely on a wheelchair to move around. (Amputasyondan sonra, hareket etmek için tekerlekli sandalyeye bağımlı kalmak zorunda kaldı.)