Ameliorate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ameliorate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ameliorate kelimesinin Türkçe anlamı:

Ameliorate kelimesi İngilizce dilinde “iyileştirmek, düzeltmek, geliştirmek” gibi anlamlara gelmektedir.

Örnek cümleler:

1. The new therapy aims to ameliorate the symptoms of the disease. (Yeni terapi, hastalığın belirtilerini iyileştirmeyi amaçlıyor.)
2. He tried to ameliorate the situation by apologizing. (Özür dilemekle durumu düzeltmeye çalıştı.)
3. The government is taking steps to ameliorate the housing crisis. (Hükümet, konut krizini iyileştirmek için adımlar atıyor.)
4. The company implemented new policies to ameliorate employee satisfaction. (Şirket, çalışan memnuniyetini artırmak için yeni politikalar uyguladı.)
5. The doctor prescribed medication to ameliorate the patient’s pain. (Doktor, hastanın acısını hafifletmek için ilaç yazdı.)
6. We need to ameliorate our communication to avoid misunderstandings. (Anlaşmazlıkları önlemek için iletişimimizi iyileştirmemiz gerekiyor.)
7. The school is implementing programs to ameliorate student performance. (Okul, öğrenci performansını artırmak için programlar uyguluyor.)
8. The company is investing in technology to ameliorate their production process. (Şirket, üretim sürecini iyileştirmek için teknolojiye yatırım yapıyor.)
9. The organization is working to ameliorate the conditions of poverty-stricken communities. (Örgüt, yoksul toplulukların koşullarını iyileştirmek için çalışıyor.)
10. The project manager implemented changes to ameliorate the project timeline. (Proje yöneticisi, proje zamanlamasını düzeltmek için değişiklikler yaptı.)
11. The teacher provided feedback to ameliorate the student’s writing skills. (Öğretmen, öğrencinin yazma becerilerini geliştirmek için geri bildirim sağladı.)
12. The city is implementing measures to ameliorate air pollution. (Şehir, hava kirliliğini iyileştirmek için önlemler alıyor.)
13. The company is working to ameliorate their customer service experience. (Şirket, müşteri hizmetleri deneyimini iyileştirmek için çalışıyor.)
14. The committee is reviewing proposals to ameliorate the traffic congestion. (Komite, trafik sıkışıklığını azaltmak için önerileri gözden geçiriyor.)
15. The new software aims to ameliorate the efficiency of the production line. (Yeni yazılım, üretim hattının verimliliğini artırmayı hedefliyor.)
16. The government is providing aid to ameliorate the effects of natural disasters. (Hükümet, doğal afetlerin etkilerini hafifletmek için yardım sağlıyor

  1. The company is taking steps to ameliorate their carbon footprint. (Şirket, karbon ayak izini azaltmak için adımlar atıyor.)
  2. The teacher provided extra resources to ameliorate the student’s understanding of the subject. (Öğretmen, öğrencinin konuyu anlamasını iyileştirmek için ek kaynaklar sağladı.)
  3. The organization is collaborating with local communities to ameliorate social inequalities. (Örgüt, sosyal eşitsizlikleri düzeltmek için yerel topluluklarla iş birliği yapıyor.)
  4. The city is investing in infrastructure to ameliorate public transportation. (Şehir, toplu taşımayı iyileştirmek için altyapıya yatırım yapıyor.)

Türkçe karşılıklar:

1. Yeni terapi, hastalığın belirtilerini iyileştirmeyi amaçlıyor.
2. Özür dilemekle durumu düzeltmeye çalıştı.
3. Hükümet, konut krizini iyileştirmek için adımlar atıyor.
4. Şirket, çalışan memnuniyetini artırmak için yeni politikalar uyguladı.
5. Doktor, hastanın acısını hafifletmek için ilaç yazdı.
6. Anlaşmazlıkları önlemek için iletişimimizi iyileştirmemiz gerekiyor.
7. Okul, öğrenci performansını artırmak için programlar uyguluyor.
8. Şirket, üretim sürecini iyileştirmek için teknolojiye yatırım yapıyor.
9. Örgüt, yoksul toplulukların koşullarını iyileştirmek için çalışıyor.
10. Proje yöneticisi, proje zamanlamasını düzeltmek için değişiklikler yaptı.
11. Öğretmen, öğrencinin yazma becerilerini geliştirmek için geri bildirim sağladı.
12. Şehir, hava kirliliğini iyileştirmek için önlemler alıyor.
13. Şirket, müşteri hizmetleri deneyimini iyileştirmek için çalışıyor.
14. Komite, trafik sıkışıklığını azaltmak için önerileri gözden geçiriyor.
15. Yeni yazılım, üretim hattının verimliliğini artırmayı hedefliyor.
16. Hükümet, doğal afetlerin etkilerini hafifletmek için yardım sağlıyor.
17. Şirket, karbon ayak izini azaltmak için adımlar atıyor.
18. Öğretmen, öğrencinin konuyu anlamasını iyileştirmek için ek kaynaklar sağladı.
19. Örgüt, sosyal eşitsizlikleri düzeltmek için yerel topluluklarla iş birliği yapıyor.
20. Şehir, toplu taşımayı iyileştirmek için altyapıya yatırım yapıyor.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.