Amazing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Amazing
Anlamı: Şaşırtıcı, harika, müthiş
Örnek cümleler:
- The view from the top of the mountain was truly amazing. (Dağın tepesinden manzara gerçekten şaşırtıcıydı.)
- Her voice was amazing, and it gave me chills. (Onun sesi harikaydı ve tüylerimi diken diken etti.)
- The performance was amazing, and the audience gave a standing ovation. (Performans müthişti ve izleyiciler ayakta alkışladılar.)
- The fireworks show was amazing, and it lit up the entire sky. (Havai fişek gösterisi müthişti ve tüm gökyüzünü aydınlattı.)
- The food at the restaurant was amazing, and we couldn’t stop eating. (Restorandaki yemekler harikaydı ve yemek yemeyi durduramadık.)
- The singer’s range was amazing, and she hit every note perfectly. (Şarkıcının ses aralığı müthişti ve her notayı mükemmel şekilde vurdu.)
- The sunset over the ocean was amazing, and the colors were breathtaking. (Deniz üzerindeki gün batımı şaşırtıcıydı ve renkler nefes kesiciydi.)
- The amount of support we received from our community was truly amazing. (Topluluğumuzdan aldığımız destek miktarı gerçekten harikaydı.)
- The artwork in the museum was amazing, and we spent hours admiring it. (Müzede yer alan sanat eserleri müthişti ve saatlerce hayran kaldık.)
- The technology used in the new car is amazing, and it has many advanced features. (Yeni arabada kullanılan teknoloji harika ve birçok gelişmiş özelliği var.)
- The athlete’s performance in the Olympics was amazing, and he set a new record. (Sporcunun Olimpiyatlardaki performansı harikaydı ve yeni bir rekora imza attı.)
- The kindness of the stranger we met was amazing, and it restored our faith in humanity. (Tanıştığımız yabancının iyiliği şaşırtıcıydı ve insanlığa olan inancımızı yeniden kazandırdı.)
- The speed of the roller coaster was amazing, and it made our hearts race. (Lunaparktaki roller coaster’ın hızı müthişti ve kalplerimizi hızlandırdı.)
- The architecture of the old building was amazing, and it had so much history. (Eski binanın mimarisi harikaydı ve tarihi çok fazlaydı.)
- The beauty of the flowers in the garden was amazing, and it was a feast for the eyes. (Bahçedeki çiçeklerin güzelliği harikaydı ve görsel bir şölen oluşturuyordu.)
- The skill of the dancer was amazing, and she moved with grace and elegance. (Dansçının yeteneği müthişti ve zarafetle hareket ediyordu.)
- The intelligence of the scientist
- The intelligence of the scientist was amazing, and he made groundbreaking discoveries. (Bilim adamının zekası harikaydı ve çığır açan keşifler yaptı.)
- The kindness of the volunteers at the charity event was amazing, and they made a real difference. (Hayırseverlik etkinliğindeki gönüllülerin iyiliği şaşırtıcıydı ve gerçek bir fark yarattılar.)
- The performance of the orchestra was amazing, and the music was truly moving. (Orkestranın performansı harikaydı ve müzik gerçekten etkileyiciydi.)
- The view of the city from the rooftop was amazing, and it took our breath away. (Çatıdan şehir manzarası harikaydı ve bizi büyüledi.)
Türkçe Karşılıkları:
- şaşırtıcı
- harika
- müthiş
- nefes kesici
- göz alıcı
- çarpıcı
- etkileyici
- inanılmaz
- olağanüstü
- fevkalade
- muhteşem
- şahane
- kusursuz
- gösterişli
- özel
- hayranlık uyandırıcı
- akıllıca
- merak uyandırıcı
- eşsiz
- benzersiz
Hemen Yorum Yaz