Aloud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aloud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aloud İle İlgili Cümleler

Anlamı: “Aloud” kelimesi İngilizce’de “yüksek sesle, sesli olarak” anlamına gelir.

1. I read the book aloud to my little sister. (Küçük kız kardeşime kitabı yüksek sesle okudum.)
2. The teacher asked the students to read the poem aloud. (Öğretmen öğrencilere şiiri sesli okumalarını istedi.)
3. The singer sang the national anthem aloud. (Şarkıcı milli marşı yüksek sesle söyledi.)
4. She laughed aloud at the funny joke. (O komik şaka karşısında yüksek sesle güldü.)
5. He spoke aloud to make sure everyone could hear him. (Herkesin kendisini duyabilmesi için yüksek sesle konuştu.)
6. They recited the pledge of allegiance aloud in unison. (Hep bir ağızdan yüksek sesle vatanseverlik yemini ettiler.)
7. The actor rehearsed his lines aloud before the show. (Aktör gösteriden önce repliklerini yüksek sesle prova etti.)
8. The student was asked to solve the math problem aloud. (Öğrenciye matematik problemini yüksek sesle çözmesi istendi.)
9. The coach gave instructions to the team aloud. (Antrenör takıma yüksek sesle talimatlar verdi.)
10. The audience cheered aloud when the band finished their performance. (Grup performansını bitirdiğinde seyirciler yüksek sesle alkışladılar.)
11. The judge read the verdict aloud in the courtroom. (Hakim mahkeme salonunda kararı yüksek sesle okudu.)
12. She whispered aloud to herself, trying to remember something important. (Önemli bir şeyi hatırlamaya çalışırken kendine yüksek sesle fısıldadı.)
13. The child sang his favorite song aloud in the car. (Çocuk arabada en sevdiği şarkıyı yüksek sesle söyledi.)
14. The professor asked the student to read his essay aloud in class. (Profesör öğrencisine sınıfta denemesini yüksek sesle okumasını istedi.)
15. The politician made a speech aloud to the crowd. (Politikacı kalabalığa yüksek sesle bir konuşma yaptı.)
16. The parents told their children a bedtime story aloud. (Ebeveynler çocuklarına yatakta bir hikaye yüksek sesle anlattılar.)
17. The priest recited the wedding vows aloud during the ceremony. (Rahip nikah töreninde evlilik yemini yüksek sesle okudu.)
18. The news anchor reported the breaking news aloud on live television. (Haber sunucusu canlı yayında önemli bir haberi yüksek sesle bildirdi.)
19. The poet recited his latest work aloud at the poetry reading. (Şair şiir okuma etkinliğinde en son eserini yüksek sesle okudu.)
20. The karaoke singer sang the popular song aloud in front of the audience. (Karaoke şarkıcısı sey

ircilerin önünde popüler şarkıyı yüksek sesle söyledi.)