Alms İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alms İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alms

Alms, yoksullara veya ihtiyaç sahiplerine verilen sadaka veya yardımdır.

1. The beggar asked for alms from the passerby. (Dilenci, geçenden sadaka istedi.)
2. The church collected alms for the homeless shelter. (Kilise, evsizler barınağı için sadaka topladı.)
3. We donate alms to the orphanage every year. (Her yıl yetimhaneye sadaka bağışı yapıyoruz.)
4. Giving alms is a way to show compassion towards others. (Sadaka vermek, başkalarına karşı merhamet göstermenin bir yolu.)
5. The wealthy businessman gave alms to the poor village. (Zengin iş adamı, fakir köye sadaka verdi.)
6. The nun dedicated her life to helping the needy and distributing alms. (Rahibe, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye ve sadaka dağıtmaya hayatını adadı.)
7. The king ordered the distribution of alms to the hungry masses. (Kral, aç kitlelere sadaka dağıtımı emretti.)
8. The beggar’s only hope was to receive alms from the kind-hearted people passing by. (Dilencinin tek umudu, geçen iyi kalpli insanlardan sadaka almaktı.)
9. During Ramadan, Muslims are encouraged to give alms to the poor. (Ramazan ayında Müslümanlar, fakirlere sadaka vermek için teşvik edilir.)
10. The church used the alms to repair the damaged roof. (Kilise, hasar gören çatıyı tamir etmek için sadakaları kullandı.)
11. The old woman was grateful for the alms given to her by the kind-hearted stranger. (Yaşlı kadın, iyi kalpli yabancının kendisine verdiği sadakalara minnettar kaldı.)
12. In some cultures, giving alms is seen as a religious duty. (Bazı kültürlerde, sadaka vermek dini bir görev olarak görülür.)
13. The monk spent his day collecting alms and praying. (Keşiş, gününü sadaka toplayarak ve dua ederek geçirdi.)
14. The government provided alms to the victims of the natural disaster. (Hükümet, doğal afetin mağdurlarına sadaka sağladı.)
15. Many people believe that giving alms brings good karma. (Birçok insan, sadaka vermenin iyi bir karmaya yol açtığına inanıyor.)
16. <

17. The beggar was overwhelmed with gratitude when he received a generous amount of alms. (Dilenci, cömert bir miktar sadaka aldığında minnetle dolup taştı.)
18. The charity organization uses the alms to support the education of underprivileged children. (Hayır kurumu, sadakaları dezavantajlı çocukların eğitimini desteklemek için kullanır.)
19. The local mosque collects alms during Friday prayers to support the community. (Yerel cami, cuma namazları sırasında topluluğu desteklemek için sadaka toplar.)
20. The kind-hearted woman always carries some coins in her pocket to give as alms to the beggars she encounters. (İyi kalpli kadın, karşılaştığı dilencilere vermek için cebinde her zaman birkaç madeni para taşır.)

Sadaka vermek, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için önemli bir yoldur ve birçok kültürde benimsenmiştir. Alms kelimesi, bu tür bağışlara atıfta bulunmak için kullanılan bir terimdir.