Alienator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alienator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alienator (Yabancılaştırıcı) Nedir?

Alienator kelimesi “yabancılaştırıcı” anlamına gelir ve genellikle bir filmin veya televizyon dizisinin hikayesinde, karakterlerin bir olay veya durum nedeniyle yabancılaşması için kullanılan bir terimdir.

Örnek Cümleler:

1. Alienator rays emitted by the spaceship caused the humans to feel disconnected from reality. (Uzay gemisinden yayılan yabancılaştırıcı ışınlar insanların gerçeklikten kopmasına neden oldu.)
2. The main character in the movie suffered from alienation due to the loss of his family. (Filmin başrol oyuncusu ailesini kaybetmesi nedeniyle yabancılaşma yaşadı.)
3. The government’s actions towards its citizens were alienating and caused many to rebel. (Hükümetin vatandaşlarına karşı tutumları yabancılaştırıcı oldu ve birçok kişinin isyan etmesine neden oldu.)
4. The protagonist’s experiences in a foreign country led to a feeling of alienation. (Ana karakterin yabancı bir ülkede yaşadığı deneyimler yabancılaşma hissi yarattı.)
5. The film’s surreal imagery had a alienating effect on the audience. (Filmin sürreal imgeleri seyircide yabancılaştırıcı bir etki yarattı.)
6. The group’s decision to exclude him from their plans left him feeling alienated. (Grubun planlarından onu dışlaması onu yabancılaşmış hissettirdi.)
7. The company’s policies were alienating to its employees, causing a high turnover rate. (Şirketin politikaları çalışanlarına yabancılaştırıcı geldi, yüksek bir işten çıkma oranına neden oldu.)
8. The character’s experiences with discrimination led to feelings of alienation from society. (Karakterin ayrımcılıkla yaşadığı deneyimler toplumdan yabancılaşma hissi yarattı.)
9. The protagonist’s struggles with mental illness caused him to feel alienated from those around him. (Ana karakterin zihinsel hastalıkla mücadelesi onu çevresinden yabancılaşmış hissettirdi.)
10. The film’s theme of isolation and loneliness created a alienating atmosphere. (Filmin yalnızlık ve izolasyon teması yabancılaştırıcı bir atmosfer yarattı.)
11. The character’s inability to communicate effectively with others led to feelings of alienation. (K

arak 12. cümleden devam ediyorum.

12. The government’s propaganda campaigns were designed to alienate certain groups of people. (Hükümetin propaganda kampanyaları belirli grupları yabancılaştırmak için tasarlandı.)
13. The protagonist’s decision to distance himself from his friends resulted in a sense of alienation. (Ana karakterin arkadaşlarından uzaklaşma kararı yabancılaşma hissi yarattı.)
14. The film’s use of foreign language created a sense of alienation for those who didn’t speak it. (Filmin yabancı dil kullanımı o dilde bilmeyenlerde bir yabancılaşma hissi yarattı.)
15. The character’s struggles with his identity led to a feeling of alienation from society. (Karakterin kimlikle mücadelesi toplumdan yabancılaşma hissi yarattı.)
16. The company’s culture was alienating to new employees, making it difficult for them to adjust. (Şirketin kültürü yeni çalışanlar için yabancılaştırıcı olduğundan, uyum sağlamak zor oldu.)
17. The character’s experiences with trauma caused a sense of alienation from his own emotions. (Karakterin travma ile yaşadığı deneyimler, kendi duygularından yabancılaşma hissi yarattı.)
18. The film’s portrayal of a dystopian society created a alienating atmosphere. (Filmin distopik bir toplumun tasviri yabancılaştırıcı bir atmosfer yarattı.)
19. The protagonist’s lack of social skills made it difficult for him to connect with others, leading to feelings of alienation. (Ana karakterin sosyal beceri eksikliği onun diğerleriyle bağlantı kurmasını zorlaştırdı ve yabancılaşma hissi yarattı.)
20. The character’s experiences with cultural differences created a sense of alienation from his own background. (Karakterin kültürel farklılıklarla yaşadığı deneyimler, kendi geçmişinden yabancılaşma hissi yarattı.)