Ahead İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ahead İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ahead İle İlgili Cümleler

Ahead kelimesi Türkçede “önünde, ileriye doğru, önde” gibi anlamlara gelmektedir.

1. The car drove ahead of us. (Araba önümüzde gitti.)
2. We must think ahead when planning for the future. (Gelecek için plan yaparken önceden düşünmeliyiz.)
3. He always likes to stay ahead of the competition. (O, rekabetin her zaman bir adım önde olmayı sever.)
4. We have a long journey ahead of us. (Önümüzde uzun bir yolculuk var.)
5. The finish line is just ahead of us. (Bitiş çizgisi sadece önümüzde.)
6. The company is looking ahead to future growth. (Şirket gelecekteki büyümeye odaklanıyor.)
7. The student was eager to get ahead in his studies. (Öğrenci, çalışmalarında ilerlemek için sabırsızdı.)
8. We need to plan ahead for the busy holiday season. (Yoğun tatil sezonu için önceden plan yapmamız gerekiyor.)
9. The road ahead was steep and winding. (Önümüzdeki yol dik ve virajlıydı.)
10. The team is currently ahead in the game. (Takım şu anda oyunda önde.)
11. She always likes to be ahead of the curve. (O, her zaman gelişmelerin bir adım önünde olmayı sever.)
12. The company is looking ahead to new product releases. (Şirket, yeni ürün lansmanlarına odaklanıyor.)
13. We need to prepare ahead for the upcoming exam. (Yaklaşan sınav için önceden hazırlık yapmamız gerekiyor.)
14. The road ahead was blocked by a fallen tree. (Önümüzdeki yol, devrilmiş bir ağaç tarafından engellendi.)
15. We need to plan ahead for retirement. (Emeklilik için önceden plan yapmamız gerekiyor.)
16. The company is always looking ahead to new opportunities. (Şirket her zaman yeni fırsatlara odaklanıyor.)
17. The future looks bright ahead of us. (Gelecek önümüzde parlak görünüyor.)
18. The team is ahead by three points. (Takım üç puanla önde.)
19. She is always thinking ahead and planning for the future. (O, her zaman önceden düşünüyor ve gelecek için plan yapıyor.)
20. The road ahead was clear and free of traffic. (Önümüzdeki yol, trafiksiz ve açıktı.)

21. They were walking ahead of us on the hiking trail. (Yürüyüş patikasında bizden önde yürüyorlardı.)
22. We need to work ahead to meet the project deadline. (Proje teslim tarihine yetişmek için önceden çalışmamız gerekiyor.)
23. The athlete was ahead of his competitors throughout the race. (Sporcu yarışın tamamında rakiplerinin önündeydi.)
24. We need to plan ahead for unexpected expenses. (Beklenmedik masraflar için önceden plan yapmamız gerekiyor.)
25. The concert is sold out for the next three weeks ahead. (Konser önümüzdeki üç hafta için tükenmiş durumda.)
26. The team is looking ahead to the playoffs. (Takım, playofflara odaklanıyor.)
27. We need to stay ahead of the game to succeed in business. (İş dünyasında başarılı olmak için rekabetin bir adım önünde olmalıyız.)
28. The finish line is just ahead of the bend in the road. (Bitiş çizgisi yolun virajında sadece bir adım ötede.)
29. She always likes to plan ahead and be prepared for any situation. (O, her zaman önceden plan yapmayı ve her duruma hazırlıklı olmayı sever.)
30. The company is investing heavily in research and development to stay ahead of the competition. (Şirket, rekabetin bir adım önünde kalmak için araştırma ve geliştirmeye ağır yatırım yapıyor.)