Aggrandize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aggrandize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

AGGRANDIZE (İlerletmek, büyütmek, yüceltmek)

Aggrandize kelimesi, bir şeyi daha büyük veya daha önemli hale getirmek için kullanılır. Aşağıda, aggrandize kelimesinin örnek cümlelerini bulabilirsiniz.

  1. The politician tried to aggrandize his achievements during his speech. (Politikacı, konuşması sırasında başarılarını büyütmeye çalıştı.)
  2. She always tries to aggrandize her status in society. (O, her zaman toplumda statüsünü yüceltmeye çalışır.)
  3. The company is aggrandizing its brand by launching a new advertising campaign. (Şirket, yeni bir reklam kampanyası başlatarak markasını büyütüyor.)
  4. He aggrandized himself by exaggerating his accomplishments. (O, başarılarını abartarak kendisini büyüttü.)
  5. The artist’s latest work helped aggrandize his reputation in the art world. (Sanatçının son eseri, sanat dünyasındaki ününü büyütmeye yardımcı oldu.)
  6. She aggrandized her position in the company by networking with key players. (O, anahtar oyuncularla ağ kurarak şirketteki pozisyonunu yükseltti.)
  7. The king wanted to aggrandize his kingdom by conquering neighboring lands. (Kral, komşu toprakları fethederek krallığını büyütmek istedi.)
  8. The coach aggrandized the team’s success by focusing on their hard work and dedication. (Antrenör, takımın başarısını, sıkı çalışma ve özverilerine odaklanarak yüceltti.)
  9. He aggrandized his wealth by investing in real estate. (O, gayrimenkul yatırımı yaparak zenginliğini artırdı.)
  10. The company’s CEO tried to aggrandize his power by taking on more responsibilities. (Şirketin CEO’su, daha fazla sorumluluk alarak gücünü yüceltmeye çalıştı.)
  11. The artist’s latest exhibit aggrandized her reputation as a pioneer in her field. (Sanatçının son sergisi, alanında öncü olarak ününü artırdı.)
  12. The president’s policies were designed to aggrandize the nation’s economy. (Başkanın politikaları, ülkenin ekonomisini büyütmek için tasarlandı.)
  13. He aggrandized his collection of rare books by acquiring a first edition. (O, birinci baskı alarak nadir kitap koleksiyonunu yüceltti.)
  14. The actor’s latest role helped aggrandize his reputation as a versatile performer. (Aktörün son rolü, çok yönlü bir oyuncu olarak ününü yükseltti.)
  15. The company’s CEO aggrandized his influence by building a strong network of contacts. (Şirketin CEO’su, güçlü bir iletişim ağı kurarak etkisini yüceltti.)
  16. She aggrandized her importance in the company by taking on a leadership role. (O, liderlik rolü üst

ülerek şirketteki önemini artırdı.)
17. The athlete’s record-breaking performance aggrandized his place in sports history. (Sporcu, rekor kıran performansıyla spor tarihindeki yerini yüceltti.)

  1. The company’s expansion plans were designed to aggrandize its market share. (Şirketin genişleme planları, pazar payını büyütmek için tasarlandı.)
  2. The artist’s latest piece helped aggrandize her reputation as a master of her craft. (Sanatçının son eseri, ustalığının ününü yükseltti.)
  3. The author aggrandized his book by including endorsements from famous writers. (Yazar, ünlü yazarların onaylarını içeren kitabını yüceltti.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.