Agent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Agent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Agent Nedir?

Agent, bir organizasyonun veya kişinin bir başkası adına iş yapma yetkisine sahip bir kişi veya kuruluştur. Bir işverenin veya müşterinin adına faaliyet gösteren bir aracıdır.

Örnek cümleler:

1. My real estate agent helped me find the perfect house. (Emlak acentem, bana mükemmel bir ev bulmamda yardımcı oldu.)
2. The insurance agent explained all the different policy options to me. (Sigorta acentesi, bana farklı poliçe seçeneklerini açıkladı.)
3. The travel agent booked my flight and hotel for my vacation. (Seyahat acentesi, tatilim için uçuşumu ve otelimi rezerve etti.)
4. The talent agent negotiated a new contract for the famous actor. (Yetenek acentesi, ünlü aktör için yeni bir sözleşme müzakere etti.)
5. The agent for the artist helped sell their paintings. (Sanatçı için acentesi, resimlerinin satışına yardımcı oldu.)
6. The government agent investigated the crime scene. (Hükümet acentesi, suç mahallini araştırdı.)
7. The literary agent found a publisher for the author’s book. (Edebiyat acentesi, yazarın kitabı için bir yayıncı buldu.)
8. The sports agent negotiated a big contract for the athlete. (Spor acentesi, sporcu için büyük bir sözleşme müzakere etti.)
9. The secret agent went on a mission to gather intelligence. (Gizli ajan, istihbarat toplamak için bir göreve çıktı.)
10. The customs agent inspected my luggage at the airport. (Gümrük acentesi, havaalanında bagajımı inceledi.)
11. The music agent helped the band secure a record deal. (Müzik acentesi, grubun bir plak anlaşması yapmasına yardımcı oldu.)
12. The real estate agent held an open house to show the property. (Emlak acentesi, mülkü göstermek için bir açık ev düzenledi.)
13. The booking agent scheduled gigs for the musician’s tour. (Rezervasyon acentesi, müzisyenin turu için konserler planladı.)
14. The fashion agent helped the designer showcase their collection. (Moda acentesi, tasarımcının koleksiyonunu sergilemesine yardımcı oldu.)
15. The FBI agent arrested the suspect. (FBI ajanı, şüpheliyi tutukladı.)
16. The literary agent advised the author on their manuscript. (Edebiyat acentesi, yazarın el yazması hakkında tavsiyelerde bulundu.)
17. The travel agent recommended some great restaurants in the area. (Seyahat acentesi, bölgedeki harika restoranları önerdi.)
18. The insurance agent processed my claim quickly. (Sigorta acentesi, talebimi hızlı bir şekilde işledi.)
19. The talent agent scouted new actors for their agency. (Yetenek acentesi, acenteleri için yeni oyunc

iler keşfetti.)
20. The real estate agent helped negotiate a fair price for the property. (Emlak acentesi, mülk için adil bir fiyat müzakere etmeme yardımcı oldu.)