Afoot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Afoot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Afoot Kelimesinin Anlamı:

Afoot, İngilizce bir sıfat olarak kullanılır ve “hareket halinde, devrede, faal, iş başında” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

1. Afoot plans are being made to improve the company’s profits. (Şirketin karlılığını artırmak için harekete geçirilecek planlar yapılıyor.)
2. There are rumors afoot that the school might be closing down. (Okulun kapanabileceği yönünde hareket halinde söylentiler var.)
3. The project is afoot and we expect to see results soon. (Proje iş başında ve yakın zamanda sonuçlarını görmeyi bekliyoruz.)
4. Something strange seems to be afoot in the neighborhood. (Mahallede garip bir şeyler iş başında gibi görünüyor.)
5. The new policy is afoot and will be implemented next month. (Yeni politika devrede ve önümüzdeki ay uygulanacak.)
6. There is a lot of activity afoot in the stock market these days. (Son günlerde borsada birçok hareket var.)
7. The team is hard at work with a new project afoot. (Takım, yeni bir projede iş başında ve çok çalışıyor.)
8. There are plans afoot to improve public transportation in the city. (Kentte toplu taşımayı geliştirmek için planlar iş başında.)
9. There is a sense of excitement afoot among the employees about the upcoming changes. (Çalışanlar arasında yaklaşan değişikliklerle ilgili bir heyecan var.)
10. There is a new product launch afoot and we’re expecting big sales. (Yeni bir ürün lansmanı yakında olacak ve büyük satışlar bekliyoruz.)
11. The company has a new strategy afoot to stay ahead of the competition. (Şirket, rekabetin önünde kalmak için yeni bir strateji hazırlıyor.)
12. There are rumors afoot that the company might be acquired by a

    larger competitor. (Daha büyük bir rakip tarafından satın alınabileceği yönünde söylentiler dolaşıyor.)

13. The students are excited about the new project afoot. (Öğrenciler, yeni bir projede iş başında oldukları için heyecanlılar.)
14. There is a feeling of change afoot in the air. (Hava değişimin bir hissiyatını taşıyor gibi.)
15. There are talks afoot about increasing the minimum wage. (Asgari ücretin artırılması hakkında tartışmalar yapılıyor.)
16. The company has a new marketing campaign afoot to attract more customers. (Şirket, daha fazla müşteri çekmek için yeni bir pazarlama kampanyası yürütüyor.)
17. There are plans afoot to renovate the old building. (Eski binayı yenilemek için planlar yapılıyor.)
18. The team is brainstorming ideas for a new project afoot. (Ekip, yeni bir projede fikir üretmek için beyin fırtınası yapıyor.)
19. There are protests afoot in the city against the new tax law. (Kentte yeni vergi yasasına karşı protestolar yapılıyor.)
20. The company has a new CEO and changes are afoot. (Şirketin yeni bir CEO’su var ve değişiklikler olacak gibi görünüyor.)