Affirmingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Affirmingly İle İlgili Cümleler
Anlamı: Affirmingly, onaylayarak, olumlu bir şekilde ifade ederek anlamına gelir.
- She nodded affirmingly when asked if she understood the instructions. (Talimatları anladığını sorulduğunda onaylayarak başını salladı.)
- He smiled affirmingly to show his support. (Destek göstermek için olumlu bir şekilde gülümsedi.)
- The manager spoke affirmingly about the progress of the project. (Yönetici, proje ilerlemesi hakkında onaylayarak konuştu.)
- She looked at him affirmingly, assuring him that everything would be okay. (Her şeyin yolunda olacağına dair onu onaylayarak bakarak, ona güvence verdi.)
- He gave her an affirming nod to show that he agreed with her suggestion. (Önerisine katıldığını göstermek için ona olumlu bir şekilde başını salladı.)
- The teacher spoke affirmingly about the student’s progress in class. (Öğretmen, sınıftaki öğrencinin ilerlemesi hakkında onaylayarak konuştu.)
- The audience responded affirmingly to the speaker’s message. (İzleyiciler, konuşmacının mesajına onay vererek cevap verdiler.)
- He looked at her affirmingly, letting her know that he supported her decision. (Kararına destek olduğunu belli ederek onaylayarak ona baktı.)
- The company president spoke affirmingly about the company’s growth prospects. (Şirket başkanı, şirketin büyüme potansiyeli hakkında onaylayarak konuştu.)
- She responded affirmingly to the proposal, saying it was a great idea. (Harika bir fikir olduğunu söyleyerek teklife onay verdi.)
- The manager nodded affirmingly when the employee asked for time off. (Çalışan izin istediğinde, yönetici onaylayarak başını salladı.)
- The team leader spoke affirmingly about the team’s progress on the project. (Takım lideri, proje ilerlemesi hakkında onaylayarak konuştu.)
- He smiled affirmingly when his daughter said she wanted to be a doctor. (Kızı doktor olmak istediğini söylediğinde, o olumlu bir şekilde gülümsedi.)
- The teacher nodded affirmingly when the student gave the correct answer. (Doğru cevabı verdiğinde öğrenciye onaylayarak başını salladı.)
- The manager responded affirmingly to
the employee’s suggestion, saying it was a good idea.
(Çalışanın önerisine iyi bir fikir olduğunu söyleyerek onay veren yönetici cevap verdi.) - She looked at him affirmingly, grateful for his help. (Yardımı için minnettar olan ona onay vererek baktı.)
- The committee responded affirmingly to the proposal, saying it was worth considering. (Öneriye onay vererek, değerlendirmeye değer olduğunu söyleyen komite cevap verdi.)
- The coach spoke affirmingly to the team, encouraging them to keep working hard. (Takıma teşvik ederek olumlu bir şekilde konuşan koç, çalışmaya devam etmelerini söyledi.)
- The audience clapped affirmingly when the performer finished his song. (Şarkıyı bitirdiğinde izleyiciler, onay vererek alkışladılar.)
- The professor nodded affirmingly when the student made an insightful comment. (Öğrenci ilginç bir yorum yaptığında, profesör onay vererek başını salladı.)
Hemen Yorum Yaz