Affirmingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Affirmingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Affirmingly İle İlgili Cümleler

Anlamı: Affirmingly, onaylayarak, olumlu bir şekilde ifade ederek anlamına gelir.

  1. She nodded affirmingly when asked if she understood the instructions. (Talimatları anladığını sorulduğunda onaylayarak başını salladı.)
  2. He smiled affirmingly to show his support. (Destek göstermek için olumlu bir şekilde gülümsedi.)
  3. The manager spoke affirmingly about the progress of the project. (Yönetici, proje ilerlemesi hakkında onaylayarak konuştu.)
  4. She looked at him affirmingly, assuring him that everything would be okay. (Her şeyin yolunda olacağına dair onu onaylayarak bakarak, ona güvence verdi.)
  5. He gave her an affirming nod to show that he agreed with her suggestion. (Önerisine katıldığını göstermek için ona olumlu bir şekilde başını salladı.)
  6. The teacher spoke affirmingly about the student’s progress in class. (Öğretmen, sınıftaki öğrencinin ilerlemesi hakkında onaylayarak konuştu.)
  7. The audience responded affirmingly to the speaker’s message. (İzleyiciler, konuşmacının mesajına onay vererek cevap verdiler.)
  8. He looked at her affirmingly, letting her know that he supported her decision. (Kararına destek olduğunu belli ederek onaylayarak ona baktı.)
  9. The company president spoke affirmingly about the company’s growth prospects. (Şirket başkanı, şirketin büyüme potansiyeli hakkında onaylayarak konuştu.)
  10. She responded affirmingly to the proposal, saying it was a great idea. (Harika bir fikir olduğunu söyleyerek teklife onay verdi.)
  11. The manager nodded affirmingly when the employee asked for time off. (Çalışan izin istediğinde, yönetici onaylayarak başını salladı.)
  12. The team leader spoke affirmingly about the team’s progress on the project. (Takım lideri, proje ilerlemesi hakkında onaylayarak konuştu.)
  13. He smiled affirmingly when his daughter said she wanted to be a doctor. (Kızı doktor olmak istediğini söylediğinde, o olumlu bir şekilde gülümsedi.)
  14. The teacher nodded affirmingly when the student gave the correct answer. (Doğru cevabı verdiğinde öğrenciye onaylayarak başını salladı.)
  15. The manager responded affirmingly to

    the employee’s suggestion, saying it was a good idea. (Çalışanın önerisine iyi bir fikir olduğunu söyleyerek onay veren yönetici cevap verdi.)

  16. She looked at him affirmingly, grateful for his help. (Yardımı için minnettar olan ona onay vererek baktı.)
  17. The committee responded affirmingly to the proposal, saying it was worth considering. (Öneriye onay vererek, değerlendirmeye değer olduğunu söyleyen komite cevap verdi.)
  18. The coach spoke affirmingly to the team, encouraging them to keep working hard. (Takıma teşvik ederek olumlu bir şekilde konuşan koç, çalışmaya devam etmelerini söyledi.)
  19. The audience clapped affirmingly when the performer finished his song. (Şarkıyı bitirdiğinde izleyiciler, onay vererek alkışladılar.)
  20. The professor nodded affirmingly when the student made an insightful comment. (Öğrenci ilginç bir yorum yaptığında, profesör onay vererek başını salladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.