Advice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Advice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Advice (Tavsiye) Nedir?

Advice, bir kişiye veya gruba, bir konuda öneri veya yardım sağlamak için sözlü veya yazılı olarak verilen tavsiye veya öğüttür. Başka bir deyişle, bir kişiye bir sorunla başa çıkması için yol göstermek veya öneriler sunmak amacıyla söylenen sözlerdir. Bu kelime, birçok alanda kullanılır, özellikle iş, eğitim, sağlık ve ilişkiler gibi konularda sıklıkla kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I need your advice on how to handle this difficult situation. (Bu zor durumla nasıl başa çıkacağıma dair tavsiyene ihtiyacım var.)

  2. She gave me some great advice about how to study for the exam. (Bana sınav için nasıl çalışabileceğim konusunda harika bir tavsiye verdi.)

  3. My doctor’s advice was to get more exercise and eat a healthier diet. (Doktorumun önerisi daha fazla egzersiz yapmak ve daha sağlıklı bir diyet yapmaktı.)

  4. I asked for his advice before making a decision. (Karar vermeden önce onun fikrini sordum.)

  5. I appreciate your advice, but I think I need to make my own decision. (Tavsiyen için teşekkür ederim, ancak kendi kararımı vermem gerektiğini düşünüyorum.)

  6. I’m looking for some advice on how to improve my public speaking skills. (Kamu konuşma becerilerimi nasıl geliştirebileceğim konusunda tavsiye arıyorum.)

  7. He ignored his father’s advice and went ahead with the plan anyway. (Babasının tavsiyesini görmezden geldi ve yine de planına devam etti.)

  8. My boss gave me some good advice on how to negotiate a salary increase. (Patronum bana ücret artışı için nasıl müzakere yapabileceğim konusunda iyi bir tavsiye verdi.)

  9. I wish I had followed her advice and gone to the doctor sooner. (Onun tavsiyesini dinleyip doktora daha erken gitseydim keşke.)

  10. Do you have any advice for someone who is just starting a new business? (Yeni bir işe başlayan biri için herhangi bir tavsiyeniz var mı?)

  11. I always listen to my grandmother’s advice

  1. His advice proved to be invaluable in helping me make a difficult decision. (Onun tavsiyesi zor bir karar vermemde çok değerli oldu.)

  2. I followed the advice of the travel agent and booked my tickets in advance. (Seyahat acentesinin tavsiyesini takip ettim ve biletlerimi önceden ayırttım.)

  3. The lawyer gave me some sound advice about how to handle the legal proceedings. (Avukat, hukuki süreçleri nasıl yöneteceğim konusunda sağlam bir tavsiye verdi.)

  4. I took his advice and enrolled in a language course to improve my communication skills. (Onun tavsiyesini aldım ve iletişim becerilerimi geliştirmek için bir dil kursuna kaydoldum.)

  5. The advice of the financial planner helped me save a lot of money. (Finansal planlayıcının tavsiyesi, çok para tasarruf etmeme yardımcı oldu.)

  6. She gave me some excellent advice about how to deal with difficult people. (Zor insanlarla nasıl başa çıkacağım konusunda bana harika bir tavsiye verdi.)

  7. I regret not taking his advice and investing in that company when I had the chance. (Fırsatım olduğunda onun tavsiyesini dinlemeyip o şirkete yatırım yapmadığıma pişmanım.)

  8. The teacher’s advice to practice every day helped me improve my musical skills. (Öğretmenin her gün pratik yapmam konusundaki tavsiyesi, müzik becerilerimi geliştirmeme yardımcı oldu.)

  9. His advice to take a break and relax was exactly what I needed after a stressful week. (Stresli bir haftanın ardından ihtiyacım olan şey, bir mola vermek ve rahatlamak için onun tavsiyesiydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.