Adulterate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adulterate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adulterate Nedir?


Adulterate kelimesi Türkçe’de “bozmak, saflığını bozmak” gibi anlamlara gelir. Genellikle bir maddenin saf haline yabancı maddeler eklenmesi veya değiştirilmesi anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. The food was adulterated with harmful chemicals.
(Yiyecekler zararlı kimyasallarla bozuldu.)
2. It is illegal to adulterate products and sell them.
(Ürünleri bozmak ve satmak yasa dışıdır.)
3. The water supply was adulterated with sewage.
(Su kaynağı atık suyla bozuldu.)
4. The company was accused of adulterating its supplements.
(Şirket takviyelerini bozmakla suçlandı.)
5. The wine was adulterated with sugar.
(Şarap şekeriyle bozuldu.)
6. The milk had been adulterated with water.
(Süt su ile bozulmuştu.)
7. The chef was fired for adulterating the food.
(Aşçı yemeği bozduğu için işten çıkarıldı.)
8. The product was adulterated with cheap ingredients.
(Ürün ucuz malzemelerle bozuldu.)
9. The medicine had been adulterated with dangerous substances.
(İlaç tehlikeli maddelerle bozulmuştu.)
10. He was caught trying to adulterate the company’s records.
(Şirketin kayıtlarını bozmaya çalışırken yakalandı.)
11. Adulterating evidence is a serious crime.
(Kanıtları bozmak ciddi bir suçtur.)
12. The olive oil had been adulterated with vegetable oil.
(Zeytinyağı sebze yağıyla bozulmuştu.)
13. The bartender was caught adulterating drinks.
(Barmen içkileri bozmaya çalışırken yakalandı.)
14. The tea had been adulterated with artificial flavors.
(Çay yapay tatlarla bozulmuştu.)
15. The company was fined for adulterating their meat products.
(Şirket et ürünlerini bozmakla cezalandırıldı.)
16. The water was adulterated with lead.
(Su kurşunla bozulmuştu.)
17. Adulterating a prescription is a serious offense.
(Reçeteyi bozmak ciddi bir suçtur.)
18. The company had a history of adulterating their products.
(Şirket ürünlerini bozmakta geçmişte suçlanmıştı.)
19. The restaurant was shut down for adulterating their food.
(Restoran yemeğini bozmakla kapatıldı.)
20. The drug had been adulterated with a dangerous substance.
(İlaç tehlikeli bir maddeyle bozulmuştu.)

Türkçe Karşılıkları:


1. Yiyecekler zararlı kimyasallarla bozuldu.
2. Ürünleri bozmak ve satmak yasa dışıdır.
3. Su kaynağı atık suyla bozuldu.
4. Şirket takviyelerini bozmakla suçlandı.
5. Şarap şekeriyle bozuldu.
6. Süt su ile bozulmuştu.
7. Aşçı yemeği bozduğu için işten çıkarıldı.
8. Ürün ucuz malzemelerle bozuldu.
9. İlaç tehlikeli maddelerle bozulmuştu.
10. Şirketin kayıtlarını bozmaya çalışırken yakalandı.
11. Kanıtları bozmak ciddi bir suçtur.
12. Zeytinyağı sebze yağıyla bozulmuştu.
13. Barmen içkileri bozmaya çalışırken yakalandı.
14. Çay yapay tatlarla bozulmuştu.
15. Şirket et ürünlerini bozmakla cezalandırıldı.
16. Su kurşunla bozulmuştu.
17. Reçeteyi bozmak ciddi bir suçtur.
18. Şirket ürünlerini bozmakta geçmişte suçlanmıştı.
19. Restoran yemeğini bozmakla kapatıldı.
20. İlaç tehlikeli bir maddeyle bozulmuştu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.