Adamantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adamantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adamantly

Adamantly, kararlı bir şekilde, ısrarla, inatla anlamına gelir. İşte size adamantly kelimesinin örnek cümleleri:

  1. She adamantly refused to go to the party. (İnatla partiye gitmeyi reddetti.)
  2. The teacher was adamantly opposed to the new grading system. (Öğretmen, yeni not sistemi karşısında ısrarla çıktı.)
  3. He was adamantly determined to finish the race. (Yarışı bitirmek için kararlı bir şekilde mücadele etti.)
  4. The company was adamantly defending its decision. (Şirket, kararını ısrarla savunuyordu.)
  5. She adamantly believed that she was right. (Kendisinin haklı olduğuna ısrarla inanıyordu.)
  6. He adamantly refused to apologize for his mistake. (Hatası için özür dilemeyi ısrarla reddetti.)
  7. The lawyer was adamantly arguing her client’s innocence. (Avukat, müvekkilinin masumiyetini ısrarla savunuyordu.)
  8. The government was adamantly opposed to the proposed legislation. (Hükümet, önerilen yasaya ısrarla karşı çıkıyordu.)
  9. The parents were adamantly against their son dropping out of school. (Evlâtlarının okulu bırakmasına ısrarla karşı çıkıyorlardı.)
  10. She adamantly stood by her decision. (Kararında kararlı bir şekilde durdu.)
  11. The coach was adamantly pushing his team to do their best. (Antrenör, takımını en iyisini yapmaları için ısrarla zorluyordu.)
  12. He adamantly refused to compromise his principles. (İlkelerinden ödün vermeyi ısrarla reddetti.)
  13. The scientist was adamantly defending her research findings. (Bilim insanı, araştırma bulgularını ısrarla savunuyordu.)
  14. The customer was adamantly demanding a refund. (Müşteri, iade talebini ısrarla dile getiriyordu.)
  15. She was adamantly against the idea of moving to a new city. (Yeni bir şehre taşınma fikrine ısrarla karşıydı.)
  16. The team captain was adamantly defending his players. (Takım kaptanı, oyuncularını ısrarla savunuyordu.)
  17. He was adamantly sticking to his original plan. (Orijinal planına ısrarla bağlı kalmayı sürdürdü.)
  18. The student was adamantly arguing with the teacher about the grade. (Öğrenci, notu hakkında öğretmenle

tartışmayı ısrarla sürdürüyordu.)
19. The activists were adamantly protesting against the government’s policies. (Aktivistler, hükümetin politikalarına ısrarla protesto ediyorlardı.)

  1. She adamantly stood up for her friend in the argument. (Tartışmada arkadaşını ısrarla savundu.)

Türkçe açıklama: Adamantly kelimesi, bir fikir, düşünce veya duruşa kararlı bir şekilde bağlı olmak anlamında kullanılır. Bu cümlelerde, insanların inatçı veya kararlı bir tavır sergilediklerini ifade eder.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.