Actual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actual

Actual kelimesinin Türkçe anlamı “gerçek, asıl, hakiki” gibi anlamlara gelir. Bu kelime birçok farklı alanda kullanılır. İşte actual kelimesinin kullanıldığı bazı örnek cümleler:

1. The actual cost of the project was higher than expected. (Projenin gerçek maliyeti beklenenden daha yüksekti.)
2. I don’t know the actual reason why she left. (Neden ayrıldığının gerçek sebebini bilmiyorum.)
3. Let me give you the actual figures. (Sana gerçek rakamları vereyim.)
4. The actual size of the building is much bigger than it looks. (Bina’nın gerçek boyutu, göründüğünden çok daha büyük.)
5. The actual temperature is much lower than what the thermometer shows. (Gerçek sıcaklık, termometre gösterdiğinden çok daha düşük.)
6. The actual reason for his absence was never revealed. (Onun yokluğunun gerçek sebebi hiçbir zaman açıklanmadı.)
7. The actual process took longer than we anticipated. (Gerçek süreç, tahmin ettiğimizden daha uzun sürdü.)
8. The actual product looked different from the picture on the website. (Gerçek ürün, web sitesindeki resimden farklı görünüyordu.)
9. The actual performance of the team was better than we expected. (Takımın gerçek performansı, beklediğimizden daha iyiydi.)
10. I want to see the actual location before making a decision. (Karar vermeden önce gerçek yeri görmek istiyorum.)
11. The actual experience was quite different from what I had imagined. (Gerçek deneyim, hayal ettiğimden oldukça farklıydı.)
12. It’s important to distinguish between actual and perceived problems. (Gerçek ve algılanan sorunlar arasındaki farkı ayırt etmek önemlidir.)
13. We need to take into account the actual needs of the community. (Topluluğun gerçek ihtiyaçlarını dikkate almamız gerekiyor.)
14. The actual situation on the ground is much worse than what the media reports. (Medyanın bildirdiğinden çok daha kötü bir gerçek durum var.)
15. The actual deadline for the project is next week. (Belirtilere değil, gerçek soruna odaklanmamız gerekiyor.)
    17. The actual cause of the accident is still under investigation. (Kazanın gerçek sebebi hala araştırılıyor.)
    18. It’s important to have accurate and actual information before making a decision. (Karar vermeden önce doğru ve gerçek bilgiye sahip olmak önemlidir.)
    19. The actual results of the experiment were surprising. (Deneyin gerçek sonuçları şaşırtıcıydı.)
    20. We need to address the actual problem instead of blaming others. (Başkalarını suçlamak yerine gerçek sorunu ele almamız gerekiyor.)