Actionless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actionless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actionless

Actionless, eylemsiz veya hareketsiz anlamına gelir. Aşağıda, “actionless” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir:

  1. He sat there, actionless, staring into space. (O, orada oturdu, eylemsiz bir şekilde uzaya bakıyordu.)
  2. The painting was so beautiful that it left me actionless. (Tablo o kadar güzeldi ki, beni eylemsiz bıraktı.)
  3. She stood actionless as the storm approached. (Fırtına yaklaştığında, o eylemsiz durdu.)
  4. The boring lecture left the students actionless. (Sıkıcı ders öğrencileri eylemsiz bıraktı.)
  5. He remained actionless while his friends were playing. (Arkadaşları oynarken, o eylemsiz kaldı.)
  6. The sad news left her actionless for hours. (Üzücü haber onu saatlerce eylemsiz bıraktı.)
  7. The movie was so intense that I sat actionless throughout. (Film o kadar yoğundu ki, tümüyle eylemsiz oturdum.)
  8. The hot weather left him actionless and tired. (Sıcak hava onu eylemsiz ve yorgun bıraktı.)
  9. She remained actionless when she heard the news. (Haberi duyduğunda, o eylemsiz kaldı.)
  10. The boring book left him actionless for days. (Sıkıcı kitap onu günlerce eylemsiz bıraktı.)
  11. He remained actionless as the car sped towards him. (Araba ona doğru hızla gelirken, o eylemsiz kaldı.)
  12. The beautiful scenery left us actionless. (Güzel manzara bizi eylemsiz bıraktı.)
  13. She stood actionless as the lion approached. (Aslan yaklaştığında, o eylemsiz durdu.)
  14. The boring meeting left everyone actionless. (Sıkıcı toplantı herkesi eylemsiz bıraktı.)
  15. He remained actionless during the entire game. (Tüm oyun boyunca, o eylemsiz kaldı.)
  16. The sad movie left her actionless and tearful. (Üzücü film onu eylemsiz ve gözyaşlarına boğdu.)
  17. She stood actionless as the ambulance rushed by. (Ambulans hızla geçerken, o eylemsiz durdu.)
  18. The long and boring lecture left me actionless. (Uzun ve sıkıcı ders beni eylemsiz bıraktı.)
  19. He remained actionless as the snake approached him. (Yılan ona yaklaşırken, o eylemsiz kaldı.)
  20. The beautiful sunset left us actionless and in awe. (Güzel günbatımı bizi eylemsiz ve hayranlıkla bıraktı.)
  1. She remained actionless as the thunder roared outside. (Dışarıda gök gürültüsü kükrediğinde, o eylemsiz kaldı.)
  2. The monotonous task left him actionless and bored. (Monoton görev onu eylemsiz ve sıkılmış bıraktı.)
  3. He stood actionless as the waves crashed against the shore. (Dalgalar kıyıya çarparken, o eylemsiz durdu.)
  4. The dry and dull presentation left the audience actionless. (Kuru ve sıkıcı sunum izleyicileri eylemsiz bıraktı.)
  5. She remained actionless as the plane took off. (Uçak havalanırken, o eylemsiz kaldı.)
  6. The uneventful weekend left him actionless and unfulfilled. (Olaysız geçen hafta sonu onu eylemsiz ve tatminsiz bıraktı.)
  7. He stood actionless as the fire consumed the building. (Alevler binayı sararken, o eylemsiz durdu.)
  8. The tedious task left her actionless and drained. (Sıkıcı görev onu eylemsiz ve bitkin bıraktı.)
  9. She remained actionless as the earthquake shook the ground. (Deprem yer sarsarken, o eylemsiz kaldı.)
  10. The uninteresting book left him actionless and disengaged. (İlgi çekmeyen kitap onu eylemsiz ve ilgisiz bıraktı.)

İpucu

Cümleleri oluştururken, eylemsizliğin nedeni olarak sıkıcı, üzücü, monoton, olağanüstü, güzel veya yoğun gibi çeşitli durumları kullanabilirsiniz.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.