Action İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Action İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Action İle İlgili Cümleler

Action (eylem): Bir şeyi gerçekleştirmek veya bir duruma müdahale etmek için yapılan hareket veya faaliyet.

1. She took action and called the police when she saw the thief. (Hırsızı gördüğünde eylem olarak polisi aradı.)
2. The government needs to take action to reduce pollution. (Hükümetin, kirliliği azaltmak için eylem alması gerekiyor.)
3. They took action by starting a petition to save the park. (Parkı kurtarmak için bir dilekçe başlatarak eylem aldılar.)
4. The doctor’s quick action saved the patient’s life. (Doktorun hızlı eylemi hastanın hayatını kurtardı.)
5. We need to take action to address the issue of climate change. (İklim değişikliği sorununu ele almak için eylem almamız gerekiyor.)
6. The firefighter’s actions were heroic in rescuing the trapped passengers. (Mahsur kalan yolcuları kurtarma konusundaki itfaiyecinin eylemleri kahramanca idi.)
7. The company is taking action to reduce its carbon footprint. (Şirket, karbon ayak izini azaltmak için eylem alıyor.)
8. We should applaud her actions in standing up for her rights. (Hakları için mücadele ettiği eylemlerini alkışlamalıyız.)
9. The government’s inaction on the issue of gun control is disappointing. (Silah kontrolü konusundaki hükümetin eylemsizliği hayal kırıklığı yarattı.)
10. He demonstrated his action skills in the martial arts tournament. (Dövüş sanatları turnuvasında eylem becerilerini sergiledi.)
11. The company’s actions were in violation of labor laws. (Şirketin eylemleri, iş yasalarına aykırıydı.)
12. She decided to take action and start her own business. (Kendi işini kurmak için eylem almayı kararlaştırdı.)
13. The environmental group’s actions helped to save the endangered species. (Çevre örgütünün eylemleri, nesli tükenmekte olan türleri kurtarmaya yardımcı oldu.)
14. The teacher’s actions helped the student who was struggling in class. (Sınıfta zorluk yaşayan öğrenciye yardımcı olan öğretmenin eylemleri

15. The company’s proactive actions prevented a major data breach. (Şirketin önceden eylem alan tavırları büyük bir veri ihlalini önledi.)
16. The protesters’ nonviolent actions brought attention to the issue of police brutality. (Göstericilerin şiddetsiz eylemleri, polis şiddeti sorununa dikkat çekti.)
17. The CEO’s drastic action of firing the entire executive team shocked the company. (CEO’nun tüm yönetim ekibini kovma radikal eylemi şirketi şok etti.)
18. The police officer’s quick action prevented a potential tragedy. (Polis memurunun hızlı eylemi bir potansiyel trajedi önledi.)
19. The company’s collective actions led to a successful fundraising campaign for charity. (Şirketin ortak eylemleri hayır için başarılı bir bağış kampanyasına öncülük etti.)
20. The student’s inappropriate actions resulted in disciplinary action from the school. (Öğrencinin uygunsuz eylemleri okuldan disiplin cezası almasına neden oldu.)