Actable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actable

Actable kelimesi İngilizcede “actionable” kelimesinin yanlış yazımı olarak kullanılmaktadır. Anlamı ise “uygulanabilir, icra edilebilir, harekete geçirilebilir” gibi bir anlama gelmektedir.

  1. The advice given by the lawyer was very actable. (İngilizce: Avukatın verdiği tavsiye çok uygulanabilir idi.)
  2. The report had several actable recommendations for the company. (İngilizce: Rapor, şirket için birkaç uygulanabilir öneri içeriyordu.)
  3. The team developed an actable plan to increase sales. (İngilizce: Ekip, satışları artırmak için uygulanabilir bir plan geliştirdi.)
  4. The manager praised the employee’s actable ideas. (İngilizce: Yönetici, çalışanın uygulanabilir fikirlerini övdü.)
  5. The new policy was not actable due to legal restrictions. (İngilizce: Yeni politika, yasal kısıtlamalar nedeniyle uygulanabilir değildi.)
  6. The consultant provided actable solutions to the client’s problems. (İngilizce: Danışman, müşterinin sorunlarına uygulanabilir çözümler sundu.)
  7. The company implemented actable changes based on customer feedback. (İngilizce: Şirket, müşteri geri bildirimlerine dayalı uygulanabilir değişiklikler yaptı.)
  8. The team discussed actable strategies to improve efficiency. (İngilizce: Ekip, verimliliği artırmak için uygulanabilir stratejileri tartıştı.)
  9. The proposal presented by the vendor was not actable. (İngilizce: Satıcının sunduğu teklif uygulanabilir değildi.)
  10. The company’s actable plan led to significant growth. (İngilizce: Şirketin uygulanabilir planı önemli bir büyümeye yol açtı.)
  11. The CEO emphasized the importance of actable goals. (İngilizce: CEO, uygulanabilir hedeflerin önemine vurgu yaptı.)
  12. The team identified several actable opportunities for cost savings. (İngilizce: Ekip, maliyet tasarrufu için birkaç uygulanabilir fırsat belirledi.)
  13. The project manager created an actable timeline for the project. (

=”color:blue; font-weight:bold;”>İngilizce: Proje yöneticisi, proje için uygulanabilir bir zaman çizelgesi oluşturdu.)
14. The company’s actable approach to customer service improved customer satisfaction. (İngilizce: Şirketin müşteri hizmetlerine uygulanabilir yaklaşımı, müşteri memnuniyetini artırdı.)

  1. The team brainstormed actable ideas to enhance the product’s features. (İngilizce: Ekip, ürünün özelliklerini geliştirmek için uygulanabilir fikirler üretti.)
  2. The company’s actable plan for sustainability earned recognition from environmental organizations. (İngilizce: Şirketin sürdürülebilirlik için uygulanabilir planı, çevre kuruluşlarından takdir kazandı.)
  3. The team’s actable approach to problem-solving resulted in quick resolutions. (İngilizce: Ekip, sorun çözme konusunda uygulanabilir yaklaşımı hızlı çözümlere yol açtı.)
  4. The company’s actable policy on diversity and inclusion improved workplace culture. (İngilizce: Şirketin çeşitlilik ve kapsayıcılık konusundaki uygulanabilir politikası, iş yeri kültürünü iyileştirdi.)
  5. The consultant recommended actable steps for the company to enter a new market. (İngilizce: Danışman, şirketin yeni bir pazara girmesi için uygulanabilir adımlar önerdi.)
  6. The team’s actable solutions to the project’s challenges impressed the stakeholders. (İngilizce: Ekip, projenin zorluklarına uygulanabilir çözümleriyle paydaşları etkiledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.