Actable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Actable
Actable kelimesi İngilizcede “actionable” kelimesinin yanlış yazımı olarak kullanılmaktadır. Anlamı ise “uygulanabilir, icra edilebilir, harekete geçirilebilir” gibi bir anlama gelmektedir.
- The advice given by the lawyer was very actable. (İngilizce: Avukatın verdiği tavsiye çok uygulanabilir idi.)
- The report had several actable recommendations for the company. (İngilizce: Rapor, şirket için birkaç uygulanabilir öneri içeriyordu.)
- The team developed an actable plan to increase sales. (İngilizce: Ekip, satışları artırmak için uygulanabilir bir plan geliştirdi.)
- The manager praised the employee’s actable ideas. (İngilizce: Yönetici, çalışanın uygulanabilir fikirlerini övdü.)
- The new policy was not actable due to legal restrictions. (İngilizce: Yeni politika, yasal kısıtlamalar nedeniyle uygulanabilir değildi.)
- The consultant provided actable solutions to the client’s problems. (İngilizce: Danışman, müşterinin sorunlarına uygulanabilir çözümler sundu.)
- The company implemented actable changes based on customer feedback. (İngilizce: Şirket, müşteri geri bildirimlerine dayalı uygulanabilir değişiklikler yaptı.)
- The team discussed actable strategies to improve efficiency. (İngilizce: Ekip, verimliliği artırmak için uygulanabilir stratejileri tartıştı.)
- The proposal presented by the vendor was not actable. (İngilizce: Satıcının sunduğu teklif uygulanabilir değildi.)
- The company’s actable plan led to significant growth. (İngilizce: Şirketin uygulanabilir planı önemli bir büyümeye yol açtı.)
- The CEO emphasized the importance of actable goals. (İngilizce: CEO, uygulanabilir hedeflerin önemine vurgu yaptı.)
- The team identified several actable opportunities for cost savings. (İngilizce: Ekip, maliyet tasarrufu için birkaç uygulanabilir fırsat belirledi.)
- The project manager created an actable timeline for the project. (
=”color:blue; font-weight:bold;”>İngilizce: Proje yöneticisi, proje için uygulanabilir bir zaman çizelgesi oluşturdu.)
14. The company’s actable approach to customer service improved customer satisfaction. (İngilizce: Şirketin müşteri hizmetlerine uygulanabilir yaklaşımı, müşteri memnuniyetini artırdı.)
- The team brainstormed actable ideas to enhance the product’s features. (İngilizce: Ekip, ürünün özelliklerini geliştirmek için uygulanabilir fikirler üretti.)
- The company’s actable plan for sustainability earned recognition from environmental organizations. (İngilizce: Şirketin sürdürülebilirlik için uygulanabilir planı, çevre kuruluşlarından takdir kazandı.)
- The team’s actable approach to problem-solving resulted in quick resolutions. (İngilizce: Ekip, sorun çözme konusunda uygulanabilir yaklaşımı hızlı çözümlere yol açtı.)
- The company’s actable policy on diversity and inclusion improved workplace culture. (İngilizce: Şirketin çeşitlilik ve kapsayıcılık konusundaki uygulanabilir politikası, iş yeri kültürünü iyileştirdi.)
- The consultant recommended actable steps for the company to enter a new market. (İngilizce: Danışman, şirketin yeni bir pazara girmesi için uygulanabilir adımlar önerdi.)
- The team’s actable solutions to the project’s challenges impressed the stakeholders. (İngilizce: Ekip, projenin zorluklarına uygulanabilir çözümleriyle paydaşları etkiledi.)
Hemen Yorum Yaz