Acrimoniously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acrimoniously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acrimoniously

Acrimoniously means in a bitter or sharp way, typically used to describe an argument, disagreement, or relationship.

  • Example 1: The debate between the two politicians ended acrimoniously. (İki siyasetçi arasındaki tartışma acımasızca sona erdi.)
  • Example 2: After the acrimonious breakup, they didn’t speak to each other again. (Ayrılıklarından sonra, birbirleriyle tekrar konuşmadılar.)
  • Example 3: The business partners parted ways acrimoniously, resulting in a lengthy legal battle. (İş ortakları acımasızca ayrıldılar ve uzun süren bir yasal savaşa neden oldular.)
  • Example 4: The meeting ended acrimoniously when both sides refused to compromise. (Her iki taraf da uzlaşmayı reddettiğinde toplantı acımasızca bitti.)
  • Example 5: The divorce was acrimonious and left both parties feeling bitter. (Boşanma acımasızdı ve her iki tarafı da acı hissettirdi.)
  • Example 6: The lawsuit ended acrimoniously after months of legal wrangling. (Hukuk mücadelesi ile geçen ayların ardından dava acımasızca sonuçlandı.)
  • Example 7: The business deal fell apart acrimoniously due to a disagreement over the terms. (İş anlaşması, şartlar konusundaki anlaşmazlık nedeniyle acımasızca çöktü.)
  • Example 8: The meeting became acrimonious when accusations started flying. (Suçlamaların havada uçuşmaya başlamasıyla toplantı acımasız hale geldi.)
  • Example 9: The divorce proceedings were acrimonious and dragged on for years. (Boşanma işlemleri acımasızdı ve yıllarca sürdü.)
  • Example 10: The negotiations broke down acrimoniously after weeks of back and forth. (İler geri haftalar süren müzakereler acımasızca çöktü.)
  • Example 11: The relationship between the two countries deteriorated acrimoniously over a border dispute. (Yönetim tarafından kötü muamele görmeleri nedeniyle çalışanlar şirketi acımasızca terk ettiler.)
  • Example 13: The partnership dissolved acrimoniously after years of disagreements. (Uzun yıllar süren anlaşmazlıkların ardından ortaklık acımasızca sona erdi.)
  • Example 14: The negotiations between the union and management ended acrimoniously, resulting in a strike. (Sendika ve yönetim arasındaki müzakereler acımasızca sona erdi ve greve neden oldu.)
  • Example 15: The divorce settlement was reached acrimoniously after a bitter legal battle. (Acı bir hukuk mücadelesi sonrasında boşanma anlaşması acımasızca kabul edildi.)
  • Example 16: The debate became acrimonious when one participant insulted the other. (Bir katılımcı diğerini aşağıladığında tartışma acımasız hale geldi.)
  • Example 17: The negotiations over the trade deal ended acrimoniously with no agreement reached. (Ticaret anlaşması üzerine yapılan müzakereler anlaşma sağlanamadan acımasızca sona erdi.)
  • Example 18: The divorce was finalized acrimoniously, leaving both parties emotionally drained. (Boşanma acımasızca tamamlandı ve her iki tarafı da duygusal olarak yıprattı.)
  • Example 19: The dispute between the neighbors escalated acrimoniously with no resolution in sight. (Komşular arasındaki anlaşmazlık çözümsüz bir şekilde acımasızca arttı.)
  • Example 20: The political campaign turned acrimonious with both sides launching personal attacks. (Her iki tarafın kişisel saldırılar başlatmasıyla siyasi kampanya acımasız bir hale dönüştü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.