Acknowledge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acknowledge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acknowledge İle İlgili Cümleler

Acknowledge kelimesinin Türkçe anlamı: kabul etmek, doğrulamak, tanımak.

1. I would like to acknowledge the contributions of our team. (Takımımızın katkılarını kabul etmek istiyorum.)
2. She acknowledged that she made a mistake. (Hata yaptığını kabul etti.)
3. We need to acknowledge the fact that climate change is real. (İklim değişikliğinin gerçek olduğunu kabul etmeliyiz.)
4. The company acknowledged the customer’s complaint and offered a refund. (Şirket müşterinin şikayetini kabul etti ve geri ödeme teklif etti.)
5. He acknowledged his debt and promised to pay it back. (Borcunu kabul etti ve geri ödeme sözü verdi.)
6. It’s important to acknowledge your mistakes and learn from them. (Hatalarınızı kabul etmek ve onlardan öğrenmek önemlidir.)
7. The author acknowledged the help of his editor in the book’s acknowledgments. (Yazar, kitabın teşekkür bölümünde editörünün yardımını kabul etti.)
8. The government has yet to acknowledge the human rights violations in the country. (Hükümet henüz ülkedeki insan hakları ihlallerini kabul etmedi.)
9. She failed to acknowledge the importance of the project and it resulted in its failure. (Projenin önemini kabul etmeyi başaramadı ve bu projenin başarısızlığına yol açtı.)
10. I would like to acknowledge the hard work and dedication of our employees. (Çalışanlarımızın yoğun çalışması ve özverisini kabul etmek istiyorum.)
11. The student acknowledged that he had cheated on the exam. (Öğrenci sınavda kopya çektiğini kabul etti.)
12. It’s important to acknowledge the impact of our actions on others. (Eylemlerimizin diğerleri üzerindeki etkisini kabul etmek önemlidir.)
13. The company acknowledged the need for better customer service. (Şirket daha iyi müşteri hizmeti için ihtiyacın olduğunu kabul etti.)
14. The coach acknowledged the team’s hard work and dedication in his speech. (Antrenör konuşmasında takımın yoğun çalışması ve özverisini kabul etti.)
15. It’s important to acknowledge and address the issues in a relationship. (Bir ilişkideki sorunları kabul etmek ve ele almak önemlidir.)
16. The company acknowledged the environmental impact of its operations and pledged to reduce it. (Şirket işletmelerinin çevresel etkisini kabul etti ve azaltmayı taahhüt etti.)
17. He failed to acknowledge the efforts of his team and it led to their resignation. (Takımının çabalarını kabul etmeyi başaramadı ve bu onların istifasına yol açtı.)
18. The government has yet to acknowledge the need for better healthcare in rural areas. (Hükümet henüz kırsal bölgelerde

daha iyi sağlık hizmetlerine ihtiyaç olduğunu kabul etmedi.)
19. She acknowledged her fear of public speaking and sought help to overcome it. (Kamuya açık konuşma korkusunu kabul etti ve bunu yenmek için yardım aradı.)

20. The company acknowledged the mistake and took steps to prevent it from happening again. (Şirket hatayı kabul etti ve tekrarlanmasını önlemek için adımlar attı.)