Achievement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Achievement (Başarı)
Achievement kelimesi, bir hedefe ulaşmak, bir şeyi tamamlamak veya bir başarıya imza atmak anlamına gelir.
-
She felt a great sense of achievement after finishing the marathon.
(Türkçe: Maratonu bitirdikten sonra büyük bir başarı hissi yaşadı.) -
Winning the competition was a significant achievement for the young athlete.
(Türkçe: Yarışmayı kazanmak genç atlet için önemli bir başarıydı.) -
Graduating from university with honors was the achievement of a lifetime.
(Türkçe: Üniversiteden başarıyla mezun olmak ömür boyu bir başarıydı.) -
The team’s achievement in reaching the finals was a testament to their hard work.
(Türkçe: Finallere ulaşmada takımın başarısı, çalışmalarının bir kanıtıydı.) -
Becoming a successful entrepreneur was the achievement of a lifelong dream.
(Türkçe: Başarılı bir girişimci olmak ömür boyu bir hayalin gerçekleşmesiydi.) -
Climbing Mount Everest was the ultimate achievement for the experienced mountaineer.
(Türkçe: Everest Dağı’na tırmanmak tecrübeli dağcı için en büyük başarıydı.) -
Winning the Nobel Prize was the crowning achievement of the scientist’s career.
(Türkçe: Nobel Ödülü’nü kazanmak bilim insanının kariyerinde zirve başarısıydı.) -
The company’s achievement in increasing its profits by 50% was impressive.
(Türkçe: Şirketin karını %50 arttırma başarısı etkileyiciydi.) -
Getting accepted into Harvard was a remarkable achievement for the young student.
(Türkçe: Harvard’a kabul edilmek genç öğrenci için dikkate değer bir başarıydı.) -
Completing the project on time and under budget was a significant achievement for the team.
(Türkçe: Projenin zamanında ve bütçenin altında tamamlanması, takım için önemli bir başarıydı.) -
The athlete’s achievement in breaking the world record was a momentous occasion.
(Türkçe: Dünya rekorunu kırmada sporcu için büyük bir başarıydı.) -
Publishing her first novel was a tremendous achievement for the aspiring writer.
(Türkçe: İlk romanını yayınlamak, umutlu yazar için büyük bir başarıydı.) -
Winning the championship was the culmination of the team’s year-long achievement.
(Türkçe: Şampiyonluğu kazanmak, takımın yıllık başarısının zirvesiydi.) -
Getting a promotion at work was a well-deserved achievement for the hardworking employee.
(Türkçe: İş yerinde terfi almak, çalışkan çalışan için hak edilmiş bir başarıydı.) -
Finishing a triathlon was an incredible achievement for the amateur athlete.
(Türkçe: Bir triatlonu bitirmek, amatör atlet için inanılmaz
-
The artist’s achievement in creating a masterpiece was admired by art critics worldwide.
(Türkçe: Bir başyapıt yaratmakta sanatçının başarısı, dünya genelinde sanat eleştirmenleri tarafından takdir edildi.) -
Graduating from medical school was the achievement of a lifelong dream for the young doctor.
(Türkçe: Tıp fakültesinden mezun olmak, genç doktorun ömür boyu bir hayalini gerçekleştirmesi anlamına geliyordu.) -
The team’s achievement in overcoming a difficult challenge was a testament to their resilience.
(Türkçe: Zor bir zorluğun üstesinden gelmede takımın başarısı, dayanıklılıklarının bir kanıtıydı.) -
Winning the prestigious award was the ultimate achievement for the accomplished scientist.
(Türkçe: Ödül kazanmak, başarılı bilim adamı için en büyük başarıydı.) -
Starting her own business and making it a success was an incredible achievement for the entrepreneur.
(Türkçe: Kendi işini kurmak ve başarıya ulaştırmak, girişimci için inanılmaz bir başarıydı.)
Hemen Yorum Yaz