Accustomed To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Accustomed to Nedir?
Accustomed to kelimesi, bir şeye alışkın olmak, o şeyi düzenli olarak yapmak ya da kullanmak anlamına gelir. Bu kelime bir fiil yapısı olan “accustom” kelimesinden türetilmiştir.
Örnek Cümleler:
- I am accustomed to waking up early in the morning. (Sabahları erken kalkmaya alışkınım.)
- She is accustomed to working long hours. (Uzun saatler çalışmaya alışkın.)
- He is accustomed to drinking coffee every morning. (Her sabah kahve içmeye alışkın.)
- We are accustomed to taking the bus to work. (İşe otobüsle gitmeye alışkınız.)
- They are accustomed to eating spicy food. (Baharatlı yiyecekler yemeye alışkınlar.)
- She is accustomed to speaking in public. (Kamuya açık konuşmaya alışkın.)
- I am not accustomed to speaking in front of a large audience. (Büyük bir seyirci önünde konuşmaya alışkın değilim.)
- He is accustomed to traveling alone. (Yalnız seyahat etmeye alışkın.)
- We are accustomed to living in a small apartment. (Küçük bir apartmanda yaşamaya alışkınız.)
- She is accustomed to exercising every day. (Her gün egzersiz yapmaya alışkın.)
- He is accustomed to using public transportation. (Toplu taşıma araçlarını kullanmaya alışkın.)
- We are accustomed to listening to music while working. (Çalışırken müzik dinlemeye alışkınız.)
- They are accustomed to studying late at night. (Gece geç saatlere kadar çalışmaya alışkınlar.)
- She is accustomed to reading books in her spare time. (Boş zamanlarında kitap okumaya alışkın.)
- I am accustomed to eating dinner early. (Erken akşam yemeği yemeye alışkınım.)
- He is accustomed to taking a nap after lunch. (Öğle yemeğinden sonra şekerleme yapmaya alışkın.)
- We are accustomed to watching movies on Friday nights. (Cuma geceleri film izlemeye alışkınız.)
- They are accustomed to going for a walk every evening. (Her akşam yürüyüş yapmaya alışkınlar.)
- She is accustomed to working out at the gym. (Spor salonunda egzersiz yapmaya alışkın.)
- I am accustomed to speaking English with my colleagues. (İş arkadaşlarımla İngilizce konuşmaya alışkınım.)
- He is accustomed to using his phone all day long. (Bütün gün telefonunu kullanmaya alışkın.)
- We are accustomed to drinking tea in the afternoon. (Öğleden sonra çay içmeye alışkınız.)
- They are accustomed to attending meetings every Monday. (Her Pazartesi toplantılara katılmaya alışkınlar.)
- She is accustomed to wearing high heels. (Yüksek topuklu ayakkabı giymeye alışkın.)
- I am not accustomed to eating spicy food. (Baharatlı yiyecekler yemeye alışkın değilim.)
- He is accustomed to working from home. (Evden çalışmaya alışkın.)
- We are accustomed to taking a vacation in the summer. (Yazın tatil yapmaya alışkınız.)
- They are accustomed to visiting their grandparents every weekend. (Her hafta sonu büyük ebeveynlerini ziyaret etmeye alışkınlar.)
- She is accustomed to cooking dinner for her family every night. (Her gece ailesi için yemek yapmaya alışkın.)
- I am accustomed to driving on the left side of the road. (Yolun sol tarafında araba kullanmaya alışkınım.)
Türkçe Anlamları: alışkın olmak, alışkın, alışmış, alışık olmak, alışkınlık.
Hemen Yorum Yaz