Accuser İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accuser İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accuser Nedir?


Accuser, bir suçlama veya ithamda bulunan kişi veya kurumdur. Bu kişi ya da kurum, bir başkasını suçlama veya suçlamakla itham etme işlemi yapabilir.

Örnek cümleler:

  1. The accuser claimed that the defendant stole her wallet. (Suçlayan, sanığın cüzdanını çaldığını iddia etti.)
  2. The accuser testified in court that she was assaulted by the defendant. (Suçlayan, sanık tarafından saldırıya uğradığını mahkemede ifade etti.)
  3. The accuser accused the politician of corruption. (Suçlayan, siyasetçiyi yolsuzlukla suçladı.)
  4. The accuser’s testimony was crucial in the conviction of the defendant. (Suçlayanın ifadesi, sanığın suçlu bulunmasında hayati önem taşıdı.)
  5. The accuser’s identity was kept confidential for safety reasons. (Suçlayanın kimliği güvenlik nedeniyle gizli tutuldu.)
  6. The accuser’s claims were found to be false after an investigation. (Suçlayanın iddiaları, bir araştırma sonrasında yanlış olduğu tespit edildi.)
  7. The accuser filed a lawsuit against her former employer for sexual harassment. (Suçlayan, eski işvereni aleyhine cinsel taciz suçlamasıyla dava açtı.)
  8. The accuser refused to drop the charges despite pressure from the defendant’s lawyers. (Suçlayan, sanığın avukatlarının baskısına rağmen suçlamaları düşürmeyi reddetti.)
  9. The accuser’s motive for making the allegations was called into question by the defense. (Suçlayanın suçlamaları yapma nedeni, savunma tarafından sorgulandı.)
  10. The accuser provided photographic evidence to support her claims. (Suçlayan, iddialarını desteklemek için fotoğraf kanıtı sundu.)
  11. The accuser’s emotional testimony moved the jury to tears. (Suçlayanın duygusal ifadesi jüriyi gözyaşlarına boğdu.)
  12. The accuser’s allegations were corroborated by multiple witnesses. (Suçlayanın iddiaları, birden fazla tanık tarafından doğrulandı.)
  13. The accuser’s accusations were found to be baseless and were dismissed by the court. (Suçlayanın suçlamaları temelsiz bulundu ve mahkeme tarafından reddedildi.)
  14. The accuser was subjected to intense scrutiny by the media during the trial. (Suçlayan, duruşma süresince medya tarafından yoğun bir şekilde incelendi.)
  15. The accuser’s credibility was called into question by the defense attorney. (Suçlayanın inandırıcılığı, savunma avukatı tarafından sorgulandı.)
  16. The accuser was offered a settlement by the defendant’s legal team. (Suçlayana, sanığın hukuk ekibi tarafından bir uzlaşma teklif edildi.)
  17. The accuser’s allegations sparked

a national conversation about sexual harassment in the workplace. (Suçlayanın suçlamaları, işyerinde cinsel taciz konusunda ulusal bir tartışma başlattı.)
18. The accuser’s testimony was consistent with the evidence presented in court. (Suçlayanın ifadesi, mahkemede sunulan kanıtlarla uyumluydu.)

  1. The accuser’s accusations were dismissed due to a lack of evidence. (Suçlayanın suçlamaları, kanıt yetersizliği nedeniyle reddedildi.)
  2. The accuser was vilified by the public for making false accusations. (Suçlayan, yanlış suçlamalar yapmakla suçlanarak halk tarafından karalamaya uğradı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.