Accurement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accurement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accrue

Accrue, belirli bir süre içinde birikmek, artmak veya toplanmak anlamına gelir.

1. My vacation days accrue each year, so I have more time off now.
   (Tatil günlerim her yıl birikir, bu yüzden şimdi daha fazla iznim var.)

2. Interest on my savings account accrues monthly.
   (Birikim hesabımdaki faizler aylık olarak artar.)

3. The company’s profits are expected to accrue gradually.
   (Şirketin karı giderek artması bekleniyor.)

4. The benefits of exercising regularly accrue over time.
   (Düzenli egzersizin faydaları zaman içinde birikir.)

5. I have accrued enough points to get a free flight.
   (Birikimli puanlarım, ücretsiz bir uçuş almak için yeterli.)

6. The interest will accrue on the loan until it is paid back.
   (Faiz, borç geri ödenene kadar birikecek.)

7. Vacation time accrues based on years of service.
   (Tatil zamanı hizmet yıllarına göre birikir.)

8. The value of the property has accrued significantly over the years.
   (Malın değeri yıllar içinde önemli ölçüde arttı.)

9. The company’s reputation has accrued over time due to its quality products.
   (Şirketin ürünlerinin kalitesine dayanarak, şirketin itibarı zaman içinde birikti.)

10. Interest will accrue on the overdue balance.
    (Gecikmiş bakiyede faiz birikecektir.)

11. The benefits of meditation accrue over time.
    (Meditasyonun faydaları zamanla birikir.)

12. The company’s assets have accrued substantially since its establishment.
    (Şirketin varlıkları kuruluşundan bu yana önemli ölçüde birikti.)

13. Overtime pay accrues for hours worked beyond the normal workday.
    (Çalışma saatlerinin normal çalışma gününün ötesinde olması durumunda fazla mesai ücreti birikir.)

14. The interest will continue to accrue until the loan is paid off.
    (Faiz, borç ödene kadar birikmeye devam edecektir.)

15. The company’s debt has been accruing interest for years.
    (Şirketin borcu yıllardır faiz biriktiriyor.)

16. Rewards accrue for every purchase made with the credit card.
    (Kredi kartı ile yapılan her satın alımda ödüller birikir.)

17. The value of the investment has been accruing steadily.
    (Yatırımın değeri istikrarlı bir şekilde artıyor.)

18. The benefits of learning a new language will accrue throughout your life.
    (Yeni bir dil öğrenmenin faydaları hayatınız boyunca birikir.)

19. The interest on the loan accrues daily.
    (Borçtaki faiz günlük olarak birikir.)

20. The employee’s vacation time will accrue based on their employment contract.
    (Çalışanın tatil zamanı, iş sözleşmesine göre birikecektir.)