Accolade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Accolade
Accolade, övgü veya onay ifade etmek için kullanılan bir kelime olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda, bir unvan veya onur sembolü de olabilir.
-
She received accolades from the audience for her outstanding performance.
Türkçe: Olağanüstü performansıyla seyircilerin övgüsünü kazandı. -
The team was awarded accolades for their excellent work on the project.
Türkçe: Ekip, projede yaptıkları mükemmel iş için ödüllendirildi. -
The CEO received numerous accolades for her leadership skills.
Türkçe: CEO, liderlik becerileri için birçok övgü aldı. -
The book received accolades from critics and readers alike.
Türkçe: Kitap, eleştirmenlerden ve okuyuculardan övgü aldı. -
The actor’s performance in the movie earned him an accolade at the film festival.
Türkçe: Aktörün performansı, film festivalinde ona bir ödül kazandırdı. -
The scientist was awarded an accolade for her groundbreaking research.
Türkçe: Bilim insanı, çığır açan araştırması için bir ödül kazandı. -
The artist received accolades for her unique and creative style.
Türkçe: Sanatçı, benzersiz ve yaratıcı tarzı için övgüler aldı. -
The athlete’s impressive performance in the competition earned him an accolade.
Türkçe: Sporcunun yarışmadaki etkileyici performansı ona bir övgü kazandırdı. -
The company was given an accolade for its commitment to sustainability.
Türkçe: Şirket, sürdürülebilirliğe olan bağlılığı nedeniyle bir ödül kazandı. -
The musician received accolades for his innovative approach to music.
Türkçe: Müzisyen, müziğe yenilikçi yaklaşımı için övgüler aldı. -
The restaurant was awarded accolades for its exceptional cuisine.
Türkçe: Restoran, olağanüstü mutfağı için ödüllendirildi. -
The writer received accolades for her poignant and thought-provoking novel.
Türkçe: Yazar
-
The politician received accolades for her efforts to improve healthcare in the country.
Türkçe: Politikacı, ülkedeki sağlık hizmetlerini iyileştirmek için gösterdiği çabalar nedeniyle övgüler aldı. -
The teacher was given an accolade for her dedication to her students.
Türkçe: Öğretmen, öğrencilerine olan bağlılığı nedeniyle bir ödül kazandı. -
The designer’s collection received accolades at the fashion show.
Türkçe: Tasarımcının koleksiyonu, moda gösterisinde övgüler aldı. -
The organization was awarded accolades for its humanitarian work.
Türkçe: Kuruluş, insani çalışmaları nedeniyle ödüllendirildi. -
The film director received accolades for his masterful storytelling.
Türkçe: Film yönetmeni, ustaca anlatımı nedeniyle övgüler aldı. -
The athlete’s dedication and hard work earned her an accolade from her coach.
Türkçe: Sporcunun bağlılığı ve çalışkanlığı, antrenöründen bir övgü kazandırdı. -
The singer’s performance at the concert received accolades from the audience.
Türkçe: Şarkıcının konser performansı, seyircilerden övgüler aldı. -
The company’s innovative approach to technology earned it accolades from industry experts.
Türkçe: Şirketin teknolojiye yenilikçi yaklaşımı, sektör uzmanlarından övgüler aldı.
Hemen Yorum Yaz