Abortive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abortive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abortive:

Abortive, başarısızlığa uğramış ya da başarısız olan anlamına gelir.

  1. His attempt to climb the mountain was abortive.
    (Türkçe: Dağı tırmanma girişimi başarısız oldu.)

  2. The company’s abortive effort to enter the market resulted in a significant loss.
    (Türkçe: Şirketin piyasaya giriş girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ve önemli bir kayıp yaşandı.)

  3. The abortive negotiations between the two countries led to increased tensions.
    (Türkçe: İki ülke arasındaki başarısız müzakereler, gerginliğin artmasına neden oldu.)

  4. Her abortive attempts to quit smoking made her feel frustrated.
    (Türkçe: Sigarayı bırakma konusundaki başarısız denemeleri, onu hayal kırıklığına uğrattı.)

  5. The abortive launch of the new product caused a drop in the company’s stock prices.
    (Türkçe: Yeni ürünün başarısız lansmanı, şirketin hisse senedi fiyatlarının düşmesine neden oldu.)

  6. The abortive coup attempt resulted in many deaths and arrests.
    (Türkçe: Başarısız darbe girişimi birçok ölüme ve tutuklamaya neden oldu.)

  7. The abortive project was scrapped after months of unsuccessful attempts.
    (Türkçe: Başarısız proje, başarısız denemelerin ardından aylar sonra iptal edildi.)

  8. His abortive efforts to save the company led to its bankruptcy.
    (Türkçe: Şirketi kurtarma konusundaki başarısız çabaları, şirketin iflasına yol açtı.)

  9. The abortive mission was a setback for the space program.
    (Türkçe: Başarısız görev, uzay programı için bir geri adım oldu.)

  10. The abortive rebellion was quickly crushed by the government forces.
    (Türkçe: Başarısız isyan hızlı bir şekilde hükümet güçleri tarafından bastırıldı.)

  11. The abortive plot to assassinate the president was foiled by the security forces.
    (Türkçe: Başarısız cumhurbaşkanı suikast girişimi, güvenlik güçleri tarafından engellendi.)

  12. The abortive experiment was a waste of time and resources.
    (Türkçe: Başarısız deney, zaman ve kaynakların boşa harcanmasına neden oldu.)

  13. Her abortive attempts to learn a new language left her feeling discouraged.
    (Türkçe: Yeni bir dil öğrenme konusundaki başarısız denemeleri, onu umutsuz hissettirdi.)

  14. The abortive merger negotiations between the two companies ended in acrimony.
    (Türkçe: İki şirket arasındaki başarısız birleşme müzakereleri kızgınlıkla sona erdi.)

  15. The abortive mission to Mars resulted in the loss of a spacecraft.
    (Türkçe: Mars’a gönder

mek için yapılan başarısız görev, bir uzay aracının kaybedilmesine neden oldu.)

  1. The abortive attempt to pass the bill was a blow to the senator’s political career.
    (Türkçe: Tasarıyı geçirme girişiminin başarısız olması, senatörün siyasi kariyerine darbe vurdu.)

  2. The abortive expedition to the Arctic was plagued by bad weather and equipment failure.
    (Türkçe: Arktik seferi, kötü hava koşulları ve ekipman arızaları nedeniyle başarısız oldu.)

  3. The abortive project was a disappointment for everyone involved.
    (Türkçe: Başarısız proje, herkes için hayal kırıklığı yarattı.)

  4. The abortive coup attempt was condemned by the international community.
    (Türkçe: Başarısız darbe girişimi, uluslararası toplum tarafından kınandı.)

  5. The abortive concert was cancelled due to a power outage.
    (Türkçe: Başarısız konser, bir güç kesintisi nedeniyle iptal edildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.